Bunu pançeta sarımsak ve zeytin yağıyla yapıyor. Çok ama çok güzel oluyor. | Open Subtitles | إنها مكونه من الثوم و لحم الخنزير و زيت الزيتون، طعمها جيد حقاً |
Bir çocuk olarak büyükannem tarafından balık yağıyla beslendim. | TED | كطفل كان يعطى لي زيت سمك القد بواسطة جدتي |
Büyük ihtimalle sizin ve benim mutfak ve banyolarımızda, palmiye yağıyla yapılmış birçok eşya vardır. | TED | وغالبا ما نمتلك جميعنا العديد من المنتجات في مطابخنا أو الحمامات التي يدخل زيت النخيل في تكوينها. |
Çıkmıyor. Pastırma yağıyla kayganlaştırmaya çalıştım ama babanız devamlı yedi. | Open Subtitles | حاولت دهن الدلو بدهن اللحم المقدد لكن أباك ظل يأكله |
Parlatıcımızı lavanta yağıyla mı, fıstık yağıyla mı yapalım? | Open Subtitles | هل يجب أن نصنع ملمع الشفاه الخاص بنا بنكهة اللافندر أو زيت الفستق؟ |
Çocuklar, sadece biraz mantar yağıyla buğuladık, değil mi | Open Subtitles | شباب , فقط مزجناها مع القليل من زيت الزيتون, صحيح؟ |
Ve dışarda motor yağıyla karıştığının kokusunu alıyorum. | Open Subtitles | و أشم زيت المحرك , جميعها تختلط مع بعضها هناك في الخارج |
Bu Mowgli dediği, ailesi patates kızartması yağıyla çalışan araba kulllanan anaokulundaki pasaklı çocuk değil mi? | Open Subtitles | هل ماوكلي هو الطفل القذر الموجود في الروضة الذي يقود ابواه سيارة تعمل على زيت البطاطس ؟ |
İlk olarak bronz yağını kızartma yağıyla değiştireceğiz. | Open Subtitles | أولاً سنقوم باستبدال زيت التسمير بزيت طبخ الطعام |
Ama Şef Renault eti az miktarda beyaz yermantarı yağıyla servis edeceğini söyledi ki bu oldukça şaşırtıcı. | Open Subtitles | لكن كبيرَ الطبَّاخين " رينو " أُقسمُ على تقديمها مع رشة خفيفة من زيت الكمأة البيضاء وستكون مدهشة جدا |
Bebek yağıyla işin bitmedi mi? | Open Subtitles | هل قاربت على الإنتهاء من زيت الأطفال؟ |
Patates kızartması yağıyla çalışan bir Hummer. | Open Subtitles | سيارة هامر تعمل على زيت البطاطس المقلية |
Peki teknenin motor yağıyla eşleşiyor mu? | Open Subtitles | إذًا أهو يطابق زيت محرّك القارب؟ |
Ya da, bir parça sosisli keserim ve balık yağıyla üstünü kaplarım. | Open Subtitles | او قطع من النقانق وتغطيتها في زيت السمك |
Palmiye yağıyla birlikte balık sosu ve hindistancevizi sütü bulunca... | Open Subtitles | وبما أنني وجدتُ أيضاً آثاراً لصلصة سمك، وحليب جوز الهند إضافة إلى زيت النخيل... |
Sadece çatlatıyorsun, açıyorsun, kızartıyorsun birazcık zeytin yağıyla fırçalıyorsun sonra arnavut biberi ile ovuşturuyorsun biraz zerdeçal ve biraz da tarçın ekleyip çabucak kızartması için fırına atıyorsun ve her 5 dakikada bir çeviriyorsun... | Open Subtitles | اكسرها، افتحها، حمّصها، ابرشها مع قليل من زيت الزيتون، ثمّ افركها مع الفلفل الأحمر، و بعض الكركم، و سكّر القرفة، و ضعها بالفرن، لتتحمّص قليلاً، و قلّبها كلّ 5 دقائق لمدّة... |
İlk doğan bebek erkek olursa şansı bol olsun diye fok yağıyla ovulurmuş. | Open Subtitles | .المولودالأول. إذا كان ولد , امم يدهنونه بدهن الحوت للحظِّ الجيد. |
Ok uçları, fırlatıldıkları zaman tutuşan hayvan yağıyla kaplıdır. | Open Subtitles | رأس السهم مطلي بدهن الحيوان والذي يشتغل عندما ينطلق السهم |
Burada her şeyi domuz yağıyla pişiriyorlar. Epey lezzetli oluyor. | Open Subtitles | يطهون كلّ شيء هنا بدهن الخنزير، إنّه شهي جدًّا. |
Sabahlığındaki leke silah yağıyla bire bir uyuyor | Open Subtitles | عمل رائع البقعة التى على ثوبها مٌطابقة تماماً لزيت البندقية |
Kalp, akciğer, kuzu ciğeri, iç yağıyla kıymalanmış, soğan, ve yulaf ezmesi, hayvan midesinde kaynatılmış. | Open Subtitles | كَبد .. رئة خروف .. لحم مفروم مع الشحم بصل .. |