Yağmur yağıyordu. Havanın kararmasını seyrettim ve ışıkları bile açmadım. | Open Subtitles | لقد بدأت تمطر, و كان الظلام دامساً و أنا حتى لم أضئ النور |
Dün kar yağıyordu. Kulağa bir tiyatro senaryosu gibi geliyor. | Open Subtitles | ،كانت تمطر ثلجاً البارحة بدا كمشهدٍ من مسرحية |
Hala kar yağıyordu ve ben mağaranın ağzında bir gürültü duydum...ayı sesi gibi. | Open Subtitles | وكان الثلج يتساقط بغزاره .. بعدها .. سمعت صوتا قادما من بداية الكهف .. |
Yağmur yağıyordu ve bilirsin işte, bu sadece o zaman komik olur. | Open Subtitles | ورجلاي كالآعمدة والمطر ينهمر ,و--- أتعلمين أن هذا هو الوقت الحيد المسلي |
Dün kar yağıyordu. Kulağa bir tiyatro senaryosu gibi geliyor. | Open Subtitles | ،كانت تمطر ثلجاً البارحة بدا كمشهدٍ من مسرحية |
Şey,y-y-yağmur yağıyordu. ve, um, saçları ıslanmıştı. | Open Subtitles | حسنا يومها كانت السماء تمطر وكان شعرها مبتلا |
Geçen hafta geldi ve yağmur yağıyordu o da sırılsıklam olmuştu. | Open Subtitles | ..جاءت في الأسبوع الماضي كانت تمطر في ذلك اليوم و كانت مبتلة تماماُ |
Ezmeye çalışmadım. Yağmur yağıyordu. | Open Subtitles | لم أحاول دهسها، لقد كانت تمطر والسيارة ترنحت |
Gece yağmur yağıyordu ve ben sana bir yastıktan şemsiye yapmıştım! | Open Subtitles | تلك الليلة عندما كانت تمطر و أنا صنعت لكِ الشمسية من الوسادة |
Yağmur yağıyordu, bardaktan boşanırcasına yollar oldukça kaygandı. | Open Subtitles | ولقد كانت تمطر بشدة تلك الليلة وكانت الطرق مبتلة |
Çok feci kar yağıyordu. Ve biz... | Open Subtitles | يمكنكم أن تروا الجليد البيض يتساقط من نافذى الفندق و |
Yani onu kabul ettiğinde , Saçları , yağıyordu ve o , herkes korkuyor , gibi , oldu ama şimdi o bu ipeksi ceket , gibi , var , ve o , gibi , çok kolay . | Open Subtitles | لذلك عندما اخذتها انا كان كل شعرها يتساقط و كانت ترعب كل من يراها و لكن الان هى تملك ستره ناعمه كالحرير |
- O gün de kar yağıyordu. - Hangi gün? | Open Subtitles | كان الثلج يتساقط في ذلك الوم - أي يوم ؟ |
Polis ışıkları suratıma yansıyor, ve yağmur yağıyordu. | Open Subtitles | والشرطة تسلط الضوء على وجهي والمطر ينهمر |
Kahretsin! Yani, yağmur yağıyordu ve sen yine de ondan söz mü aldın? | Open Subtitles | اللعنه, لقد كانت تُمطر ومتوقعة أن تفي بعهدها؟ |
Yağmur yağıyordu ve ben onu çamurda sürükledim. | Open Subtitles | والأمطار كانت تهطل بغزارة فقمت بجرها عبر الوحل |
Her yere insan dişi yağıyordu. | Open Subtitles | ! كانت هناك أسنانٌ بشرية تتساقط بكل مكان |
Yağmur deli gibi yağıyordu, birkaç adam ve ben kalmıştık orada. | Open Subtitles | لقد بدأت في سقوط الأمطار و فجأة كنت بمفردي في حقل الأبقار |
Yağmur yağıyordu ve ben nehire düştüm ve sen de arkamdan atladın. | Open Subtitles | كان المطر يهطل وسقطت في الماء وقفزتي ورائي |
O zaman da yağmur yağıyordu. Şimdi oturduğunuz yere oturdu. | Open Subtitles | و كان الجو يمطر أيضا ... ثمجلسكما تجلسالآن |
Yağmur yağıyordu. | Open Subtitles | كان الجو ممطر |
Öyle feci kar yağıyordu ki sanki daha önce onsuz bir dünya yokmuş gibiydi. | Open Subtitles | الثلج كان ينهمر... ذلك الثلج القاسي الذي تنسى معه أنه كان هناك عالم بدونه |
Çok fazla yağıyordu. Otobüs durağına sığınmıştık. | Open Subtitles | كانت تمطرُ بغزارة ؛ ركضنّا حتى وصلنا لموقف الحافلات |