Ben 5. Cadde'de yaşamıyorum. 200 dolar benim için büyük para. | Open Subtitles | انا لا أعيش في الجاده الخامسه 200دولار مبلغ كبير بالنسبه لي |
Sonunda fidye parasıyla geldi ve ben artık buzdolabında yaşamıyorum. | Open Subtitles | لكنّه ظهر لي بمال فدية، ولا تريني أعيش في ثلّاجة. |
Belki sen benim dünyamda yaşıyorsun, ama ben seninkinde yaşamıyorum. | Open Subtitles | ربما انت تعيش في عالمي انا لا أعيش في عالمك. |
Ama bu konu hakkında düşünmüyorum, görüyorsun çünkü geçmişte yaşamıyorum. | Open Subtitles | لكنني لم افكر في ذلك لانني لا اعيش في الماضي |
Hiçbir yerde yaşamıyorum. At ticareti yapmak için yolculuk ediyorum. | Open Subtitles | لا أسكن في أي مكان .إنني أجوب الطرقات بحاثا عن حصان للمبادلة |
TED' de bulunmanın ilginç yanlarından biri de şu: Ben daha çok bedenimin içinde yaşıyorum, artık pek fazla kafamın içinde yaşamıyorum. | TED | حول التواجد في مؤتمر تيد ، والشئ المثير للغاية هو اني أعيش في جسدي كثيرا ، و اني لا اعيش في رأسي كثيرا |
Ben seninle yaşamıyorum. Aynı kafesi paylaşıyoruz, o kadar! | Open Subtitles | اننى لا أعيش معك اننا فقط نقطن نفس القفص ، ليس الا |
Ben seninle yaşamıyorum. Aynı kafesi paylaşıyoruz, o kadar! | Open Subtitles | اننى لا أعيش معك اننا فقط نقطن نفس القفص ، ليس الا |
Bazen yalnız yaşıyorum, bazen yalnız yaşamıyorum demek. | Open Subtitles | هذا يعني أنني أحياناً أعيش وحدي وأحياناً لا أعيش وحدي |
Evet! Onlarla birlikte yemek yiyorum, çalışıyorum. Ama beraber yaşamıyorum. | Open Subtitles | أنا آكل معهم ،أعمل معهم لكني لست أعيش معهم |
Ben burada yaşamıyorum. Kızılderili kumarhanesi broşürlerini dağıtmaya geldim. | Open Subtitles | لا أعيش هنا، لقد جئت لتوزيع هذه المنشورات الدعائية عن الكازينو الهندي |
Orada yaşamıyorum diye sana yardım etmeyecek değilim. | Open Subtitles | ليس لأنى لا أعيش معكم فلا يعنى لا أساعدكم |
Ben buralarda yaşamıyorum. -Ben bir yere gidiyordum. | Open Subtitles | أنا لا أعيش في هذه المنطقة أنا في طريقي لمكان ما |
Bu senin tarzın. Ben hayatımı böyle yaşamıyorum. | Open Subtitles | أنت هذا ما تفعله انا لا أعيش حياتي بهذه الطريقة |
Bu senin tarzın. Ben hayatımı böyle yaşamıyorum. | Open Subtitles | أنت هذا ما تفعله انا لا أعيش حياتي بهذه الطريقة |
İki ise, ben o mahallede yaşamıyorum bile! | Open Subtitles | ..ثانيا انا حتى لا أعيش هناك لم أهتم اذا انفجر حتى؟ المسدس |
Dışarısı buz gibi görünüyor da. - Ben Kuzey Dakota'da yaşamıyorum ki. | Open Subtitles | لأنها تبدو باردة جدا لست اعيش بداكتوتا الشمالية |
Kerman adlı bir kasabadan, ama Kerman'da yaşamıyorum. | Open Subtitles | من كيرمان لكني لا أسكن في كيرمان |
Buralıyım, yolun biraz aşağısından fakat artık burada yaşamıyorum. | TED | أنا من مكان قريب من هنا، لم أعد أقيم هنا بعد الآن. |
Şey, doğru olmak gerekirse, Şef, 42 yıldır New Orleans'ta yaşamıyorum. | Open Subtitles | بصراحة يا رئيس، لم أعش في (نيو أورلينز) منذ 42 سنة. |
İngiltere'de bile yaşamıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أَعِيشُ حتى في إنجلترا. حتى إذا أنا عَمِلتُ، آي .. |
Ben yaptım. Burada yaşamıyorum ben. | Open Subtitles | أنا دفنتهما، ولستُ أقطن هنا. |
Belki artık burada yaşamıyorum ama hala bu şatonun kralı benim. | Open Subtitles | حسنآ , ربما لم اعد اسكن هنا ولكني مازلت ملك تلك القلعة |
- O dünyada yaşamıyorum artık. | Open Subtitles | أمرأة مهووسة بالوجود في الاماكن الصغير المغلقة لا أعيشُ في ذلكَ العالم بعد الأن |
Artık seninle yaşamıyorum! | Open Subtitles | ! لم أعد أعيشِ معك |
yaşamıyorum. | Open Subtitles | أنا لا وجود لى. |