Yaşamanın bir adabı vardır, tanıdıklarıyla uyum içinde doğru ve mutlu yaşamak isteyen insanlar bilir ki her işi yapmanın bir usulü vardır. | Open Subtitles | هناك طرق للمعيشة ولعمل الأشياء ذلك ما يلتزم به الناس عندما يريدون العيش بطريقة صحيحـة وبسعادة في راحة مع من يحبونهم |
Burada kalıp huzur içinde yaşamak isteyen her Telmarineliyi hoş karşılarız. | Open Subtitles | ولو أن هناك أي تلماريون يريدون العيش هنا في سلام ، فمرحباً بهم أيضاً |
Bizim gibi Bago'da yaşamak isteyen üç kanka olmamasına inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أنه لا يوجد 3 شبان مثلنا يريدون العيش في عربة رائعة |
Sonsuza kadar yaşamak isteyen kim? | Open Subtitles | الذي يريد أن يعيش إلى الأبد، على أي حال؟ |
yaşamak isteyen biri gibi davranmaya başladığında. | Open Subtitles | عندما تبدأين تتصرفين كشخص يريد أن يعيش |
Düşmanımız olarak gördüğümüz ve burada yaşamak isteyen o insanlar bugün buradalar. | Open Subtitles | أناسٌ كنا نراهم أعداءاً بالأمس وها قد أتوا ليعيشوا بيننا اليوم |
Düşmanımız olarak gördüğümüz ve burada yaşamak isteyen o insanlar bugün buradalar. | Open Subtitles | أناسٌ كنا نراهم أعداءاً بالأمس وها قد أتوا ليعيشوا بيننا اليوم |