| Yaşadığın sürece güzel yaşamalısın. | Open Subtitles | ومن رأيي، بما أنك على قيد الحياة فيجب أن تعيش حياة طيبة |
| O zaman istediğin buysa... hayatını bir ölümlüyle paylaşmak istiyorsan... sen de ölümlü olarak yaşamalısın. | Open Subtitles | إذا نويت لتعيش حياتك مع فانية يجب أن تعيش حياتك أيضا كفانى |
| Seni burda öldürmeyeceğim çünkü, şu an başladığınız görevin bitmesi için yaşamalısın. | Open Subtitles | السبب الذي دفعني لعدم قتلك هو هو أنه يجب أن تعيشي لإتمام المهمة |
| yaşamalısın ve Kutsal Silahı tamamlamalısın! | Open Subtitles | عليكِ ان تعيشى ،حتى تكملى السلاح القدسى! |
| Sen yetişkin bir adamsın. Annenle beraber yaşamalısın. | Open Subtitles | أنت شخصُ بالغ عليك أن تعيش مع والدتك |
| Onu istediğin gibi yaşamalısın. | Open Subtitles | يجب أن تعيشيها بالطريقة التى تعجبكِ |
| Saklandığın yerden çıkıp hayatını yaşamalısın. | Open Subtitles | عليكَ أن تخرُج للعالم و تعيشَ حياتَك |
| Spencer, sen de gerçekten biraz yaşamalısın. | Open Subtitles | حقا, سبنس, عليك ان تعيش قليلا اعيش قليلا? |
| Oğlum,iyi bir insan olarak yaşamalısın,anladın mı? | Open Subtitles | انظر يا بني، من الأسهل أن تعيش بأمانة، أتفهم؟ |
| Yani, bu senin hayatın. Hayatını yaşamalısın, değil mi? | Open Subtitles | أعني, هذه حياتك يجب أن تعيش حياتك, حسناً ؟ |
| Tam yoldaydım, bir mağaza gördüm, iş buldum, anı yaşamalısın Craig. | Open Subtitles | حسنا، لقدُ كنت في طريقي و رأيتُ المتجر و حصلتُ على العمل .. يجيب أن تعيش اللحظة |
| Bu seçimi kendin yapmalısın ve hayatının geriye kalan günlerinde bununla yaşamalısın. | Open Subtitles | لابد أن تتخذ هذا الخيار بنفسك وعليك أن تعيش باقي حياتك متحملاً لنتيجة الاختيار |
| Ama gerçekten anlayabilmek için uzun zaman önce bizi buraya getiren olayları yeniden yaşamalısın. | Open Subtitles | ,لكن لتفهمهم تماماً عليك أن تعيش الأحداث التي قادتنا إلى هنا قديماً |
| Yaşamak için doğduğun hayatı yaşamalısın. | Open Subtitles | عليكِ أن تعيشي الحياة التي ولدتِ لتحييها. |
| Biraz daha güneşin yaratığı olarak yaşamalısın. | Open Subtitles | كلا، أنتِ يجب أن تعيشي أطول قليلاً كمخلوقة من الشمس |
| Yaşamak istiyorsan, sana verdiğimiz kimlikle sessizce yaşamalısın. | Open Subtitles | إذا كنتِ تريدين العيش، يجب أن تعيشي بهدوء وبالهوية الجديدة التي أعطيناها لكِ |
| Her ikimiz için yaşamalısın. | Open Subtitles | يجب أن تعيشى من أجل كلتانا نعم لا |
| Artık kendi hayatını yaşamalısın. | Open Subtitles | من الان عليكِ ان تعيشى حياتكِ |
| Artık annenle yaşamalısın, evlat. | Open Subtitles | عليك أن تعيش مع أمك الآن يا فتى. |
| Ama güzel günlerin varken yalvarırım, onları yaşamalısın. | Open Subtitles | لكن طالما هناك أيام جيده يجب ان تعيشيها |
| Kendi hayatını yaşamalısın. | Open Subtitles | عليكَ أن تعيشَ حياتكَ. |
| - yaşamalısın,tüneli kendi başıma bitiremem | Open Subtitles | يجب ان تعيش سانتهى من النفق بنفسى |
| Bence benimle yaşamalısın. Böylece kiradan falan tasarruf ederiz. | Open Subtitles | أعتقد انك يجب ان تعيشي معي بهذه الطريقة نوفر في الايجار والمنافع |