- Orada hiç kimse yaşamamış ve tutuklandıktan sonra da hiç işe gitmemiş. | Open Subtitles | لم يعش أحد هناك و هو لم يذهب للعمل من يوم الاعتقال |
Bunlar kalıntılar! Yüzyıllardır, kimse burada yaşamamış. | Open Subtitles | المكان مُحطم، لم يعش أحد هنا منذ مئات السنين |
Bizim otoriter sistemimiz içinde yaşamamış olan hiç kimse, emir komuta zincirinin ne denli zor bir şey olduğunu tahmin edemez. | Open Subtitles | كان كل من لم يعش ما عاصرناه من حكم شمولى يصاب بالذهول عندما يعرف مدى صعوبة نقل الأوامر |
Bu özlemi hissetmeyen biri hiç yaşamamış demektir. | Open Subtitles | ذلك الذي لم يشعر بتلك اللهفة, لم يعش أبداً. |
Demek istediğim hiç barış yaşamamış bir kızdı o, "Çırak" programından bir aday gibiydi. | TED | أعني انها فتاة لم تعش يوماً في حياتها بعيداً عن الحروب وهي تبدو الآن كما لو أنها احدى متسابقات برنامج " ذا أبرينتيس " |
yaşamamış sayılırsın. | Open Subtitles | أنت لم تعش ..إلا أذارأيتحصانك. |
Tek bir ömür bile yaşamamış biri için çok akıllı bir adamsınız profesör. | Open Subtitles | أنت رجل حكيم أيها البروفيسور بالنسبة إلى رجل لم يعش إلى الآن إلاّ لمرّة واحدة! |
Harpiya'nın Oğulları'nın bizi yeniden zincire vurmasına izin verirsek hiç yaşamamış olur. | Open Subtitles | اذا سمحنا لـ"أولاد الخطّاف" بإعادتنا للأغلال فسيكون وكأنه لم يعش |
Harpiya'nın Oğulları'nın bizi yeniden zincire vurmasına izin verirsek hiç yaşamamış olur. | Open Subtitles | اذا سمحنا لـ"أولاد الخطّاف" بإعادتنا للأغلال فسيكون وكأنه لم يعش |
Wally daha önce hiç babasıyla yaşamamış. | Open Subtitles | انظر, والي لم يعش مع والده من قبل |
Tek bir hayat bile yaşamamış birine göre, akıllı bir adamsınız, Van Helsing. | Open Subtitles | بالنسبة لشخص لم يعش فترة حياة واحدة... |
Sanki hiç yaşamamış gibi. Sanki tamamen gitmiş gibi. | Open Subtitles | إنه كمثل أنه لم يعش أبداً. |
Burada yıllardır kimse yaşamamış. | Open Subtitles | لم يعش أحد هنا منذ سنوات |
- Hayır, adam yaşamamış. | Open Subtitles | -حسناً، أنه لم يعش |
Buranın birkaç farklı sahibi olmuş ama aslında, birkaç haftadan fazla kimse yaşamamış Lachlan Fredericks'ten beri. | Open Subtitles | لقد كان هذا المكان ملكاً لأشخاص قليلين فحسب، ولكن لم يعش أحد هنا بالفعل لأكثر من أسابيع قليلة... منذ (لوكلان فريدركس). |
Küçük, daha çok şey yaşamamış olduğunu düşündüm. | Open Subtitles | وفكرت في أنها صغيرة ولم تعش طويلاً |
Beni kovboy şapkası ile görene kadar yaşamamış sayılırsın. * O kadar uzak ki * * Kalmıyor mu kimse artık aynı yerde * | Open Subtitles | أنت لم تعش حتى تراني بقبعة كاوبوي لم أشرب بذلك القدر - أتمزح ؟ |