ويكيبيديا

    "yaşamlarının" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • حياتهم
        
    • حيواتك
        
    yaşamlarının her alanında, gelişmek istediler, aynen bizim yaptığımız gibi. TED في كل ناحية من نواحي حياتهم يتمنون التطور مثلنا تماماً.
    Bu bireylerin bir çoğu yaşamlarının bir çoğunu hastanelerde geçirmişler. TED أمضى معظم هؤلاء الأشخاص معظم حياتهم في مستشفيات خاصة بالإقامات الطويلة.
    Büyük İskender ya da kâşif Ponce De Leon gibi yaşamlarının çoğunu Gençlik Çeşmesi'nin peşinde harcamış insanlar var. TED وهناك أناس مثل الإسكندر الأكبر أو المستكشف بونثي دي ليون، قضوا جزءا كبيرا من حياتهم في البحث عن ينبوع الشباب.
    Bu öğretmenlerin hikâyesi, zorlu yaşamlarının hikâyesi. Open Subtitles هذه قصة حول المعلمين حول حياتهم الرثة وكفاحهم.
    Bütün bu ışıldama geçmiş yaşamlarının bileşiminin bütün enerjisinin senin vücuduna odaklandığını simgeler. Open Subtitles ...الوهج هو مزيج كل حيواتك السابقة الذين يركزون طاقاتهم في جسدك...
    Fakat sanat ve bilimde ileri olmalarına karşın yaşamlarının en önemli kısmında, tanrılarına ibadet etmede ilkel kaldılar. Open Subtitles لكن بالرغم من نضج فنونهم وعلومهم في أهم جزء من حياتهم في عبادة آلهتهم، ظلوا بدائيين
    Ama şehirde herkes bilirdi ki akşam eve gittiklerinde, şişman ve psikopat karıları yaşamlarının her anını karartırlardı.. Open Subtitles ولكن هذه البلدة كانت مشهور عندما يصلون إلى البيت ليلا زوجاتهم السمينات والمضطربات العقل يجلدوهم ضمن جدول حياتهم
    yaşamlarının yarısı hakkında hiçbir anıları olmayan yaratıklar. Open Subtitles مخلوقات بكماء مسكينة، بلا ذكرى لنصف كِيان حياتهم الآدمية.
    Özel yaşamlarının incelikle izlenmesi onları etkiliyor. Open Subtitles هم خاضعون لفحص الصارم من حياتهم الشخصية.
    Ama liseden sonra yaşamlarının en zorlu sınavı başladı, Open Subtitles ولكن بعد المدرسة واجهوا أكبر تحدي في حياتهم
    Hiç değişmeyenlerse... sanırım, yaşamlarının akışından memnun olanlar. Open Subtitles و أما الذين لم يتغيروا أعتقد أنهم يحسون بالراحة , عارفين كيف ستكون حياتهم في المستقبل
    Dünyada yaşam süren ortalama insanlar, yaşamlarının sıkıcı ya da sönük olduğunu düşünürler. Open Subtitles للإنسان العادي في العالم و الذي يعيش حياته و الذين يعتبرون حياتهم مملة و غير ملهمة
    Bunlar yaşamlarının o kritik dönemlerinde yaşadıkları insanlar üzerinde etkilerinin olduğunu gösteren kısa olaylar. Open Subtitles هذه حوادث صغيرة كانت لها تأثير قوي على الناس خلال أحرج فترات حياتهم
    yaşamlarının varlığı anlamına gelen, yanmış odun, reçine, bu mağarayı kaplayan, doğal yaşamdan herşeyin kokusu. Open Subtitles إيجاد حياتهم يعني حرق الأخشاب و الأصماغ الروائح من كل شيء من العالم الطبيعي التي تحيط بهذا الكهف
    Duygusal olarak karmaşık ve yaşamlarının ne kadar üzgün ve zavallı olduğunu unutmak isteyen umutsuz kadınların olduğu partiye gidiyoruz. Open Subtitles تحتاج لحفلة بها فتيات حساسات و محتارات يائسات لينسوا مدى سوء حياتهم
    Cangıllardaki rekabet, hayvanları, yaşamlarının her yönüyle özelleşmeye zorlar. Open Subtitles المنافسه بالغابة تجبر الحيوانات على التخصص فى كل أوجه حياتهم
    Ama ayrıca bu çocukların kazanma ihtimali yaşamlarında yarıya bölünüyor, yaşamlarının erken dönemlerindeki bakımsızlıktan dolayı. TED ولكن أيضاً حتى الدخل المحتمل لهؤلاء الأطفال سينخفض بمقدار النصف طوال حياتهم بسبب تأخر النمو الذي يحدث في أول سنيّ حياتهم.
    Yumuşak robotiklerle çevikliği ve el becerisini geliştirerek yaşlı insanların, yaşamlarının daha uzun bölümleri için özerkliklerini korumalarına yardımcı olacağız. TED من خلال أجهزةِ الروبوت اللينة، سنستطيع تقوية واسترجاع الرّشاقة والمهارة وبالتالي مساعدة الناس المسنّين على القيام بأعمالهم بنفسهم لفتراتٍ أطول في حياتهم.
    Yine, sezaryenle doğan veya yaşamlarının ilk yıllarında yüksek dozda antibiyotiğe maruz kalan bebeklerde de aynı mikropların bulunmayabileceği gösterildi. TED ويمكن أيضاً مشاهدة هذه الميكروبات ذاتها قد تكون مفقودة من الأطفال المولودين قيصرياً أو الذين تعرضوا سابقاً لمضادات حيوية في مراحل حياتهم الأولى.
    Ayrıca bu döngüyü sonlandırmak için, bazı araştırmalarda gösterildiği üzere, sezaryenle doğan veya yaşamlarının ilk dönemlerinde fazla antibiyotik verilen bebekler obez ya da aşırı kilolu olmaya yüzde 50 oranında daha yatkınlar, bu çok yüksek bir oran. TED ولأنواع لإغلاق هذه الحلقة، وقد شوهد أيضاً في بعض الأبحاث أن الأطفال الذين ولدوا قيصرياً أو الذين تعرضوا سابقاً للكثير من المضادات الحيوية في حياتهم المبكرة أكثر احتمالية أن يكونوا بدينين أو زائدي الوزن، حتى 50 بالمئة، وذلك كثير.
    Aang, geçmiş yaşamlarının birinde solak olduğunu biliyor muydun? Open Subtitles آنج) ، هل كنت تعرف أنك في إحدى) حيواتك السابقة كنت أعسر؟ كنت أعرف دائماً أني مميز

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد