Oğlunun yaşayabilmesi için kaç kişinin daha ölmesi lazım? | Open Subtitles | كم من الناس عليهم الموت الليلة ليعيش هذا الطفل ؟ |
Bu su birikintileri bir balığın yaşayabilmesi için, rekabetten ve yırtıcılardan uzakta, mükemmel bir yer gibi görünüyor. | Open Subtitles | تبدو هذه البركات أنسب مكان ليعيش به السمك. معزولة وخالية من المنافسين والمفترسين. |
Hayatını mahvetmeden yaşayabilmesi için ona rehber olmalıyız. | Open Subtitles | علينا إبقاء أثراً للأمل ليعيش حياته دون أنْ يفسدها |
Biri bana bir keresinde kahramanlığın özünde diğerlerinin yaşayabilmesi için ölmek vardır demişti. | Open Subtitles | أنّ جوهر البطولة هو أن تموت ليحيا الآخرون. |
Ivo kahramanlığın özünde başkalarının yaşayabilmesi için ölmek yattığını söylemişti. | Open Subtitles | قال (أيفو) أنّ جوهر البطولة هو أن تموت ليحيا الآخرين. |
Hepimizin yaşayabilmesi için dünya yaşanılabilir mi diye yolladık. | Open Subtitles | ليذهبوا إلى الأرض ليروا إنْ كان يمكن العيش عليها ليكون بوسعنا جميعاً أن نحيا |
Hepimizin yaşayabilmesi için dünya yaşanılabilir mi diye yolladık. | Open Subtitles | ليذهبوا إلى الأرض ليروا إنْ كان يمكن العيش عليها ليكون بوسعنا جميعاً أن نحيا |