Endişelerimin bitmesiyle, Uzun güzel bir hayat yaşayacağım, senin sayende. | Open Subtitles | حقا؟ سأعيش حياة طويلة جميلة بفضلك أشعر بالارتياح التام الآن |
Hayatımın geri kalanını gururla, sessiz ve şerefli bir asaletle yaşayacağım. | Open Subtitles | لموافقه أمي أو لإعتراف أي إمرأه بي سأعيش باقي حياتي بفخر |
Piyasa düzelene kadar kuzeye gidip kardeşimin çatı katında yaşayacağım. | Open Subtitles | سأرجع الريف و أعيش في منزل أخي حتى ينتعش السوق |
Buraya yerleşip, tanındığım bir yerde yaşayacağım. Biraz para biriktireceğim. | Open Subtitles | أريد أن أستقر و أعيش فى مكان يعرفنى الناس فيه يكون لى اموال فى البنك |
Delice diyebilirsiniz. Ayda 1100 dolarla New York'ta nasıl yaşayacağım ki? | Open Subtitles | يسعك القول ان الجنون هو العيش في نيويورك بمصروف 1,100 بالشهر |
"...sizin istediğiniz şekilde yaşayacağım..." | Open Subtitles | سوف أعيش بالصورة التى تريدون أن اعيش بها |
~Bir gölge gibi yaşayacağım bundan böyle... ~Sonsuza dek geçmişte... ~Sonsuza dek geçmişte... | Open Subtitles | من الآن فصاعداً سأعيش كظلّ إلى الأبد في الماضي إلى الأبد في الماضي |
Evde yaşayacağım da kesin değildi. Ben bunu 36 yaşıma kadar öğrenmemiş olsam da... | TED | ولم يكن من المؤكد أنني سأعيش في المنزل، على الرغم من أنني لم أعلم ذلك إلا حين بلغت 36 من العمر. |
Hayatımı mutlu bir şekilde yaşayacağım ve çok çalışacağım seni görene kadar, ve söz veriyorum bir daha ağlamayacağım. | TED | سأعيش حياتي بسعادة و سأدرس بجد حتى ألقاك و أعدك أنني لن أبكي بعد ذلك |
Körlük; sıradan, küçük ve üzücü bir hayat yaşayacağım anlamına geliyordu ve muhtelemen yalnız. | TED | العمى كان يعني بأني سأعيش حياة غير ملحوظة صغيرة وحزينة، وعلى الأغلب وحيدا. |
Şanslıysam, bu animasyonun sonunu ve ozon deliğinin doğal durumuna geri dönmesini görecek kadar uzun yaşayacağım. | TED | لو كنت محظوظاً، سأعيش مدةً كافيةً لأرى نهاية محاولتنا هذه للإحياء، ولأرى ثقب الأوزون يعود لحالته الطبيعية. |
Orada yaşayacağım çünkü dediklerine göre Fransa özgürlükler ülkesiymiş. | Open Subtitles | سأعيش هناك لأنهم يقولون بأن فرنسا دولة الحرية |
Bundan böyle, yalnızca haz için yaşayacağım. | Open Subtitles | من الآن فصاعداً ، سوف أعيش للمتعة فقط ، كل شئ آخر بلا معنى |
Küçük dünyamda yaşayacağım ve Amerikan müzikal eserlerinin kökleri üzerine olan tezime devam edeceğim. | Open Subtitles | سوف أعيش من خلال الحيل البسيطة الخاصة بى وسوف أستمر فى فرضياتى حول جذور المسرح الموسيقى الأمريكى |
Yani bu konuda birşey yapmazsam, hep bu pislikle yaşayacağım. | Open Subtitles | يعني أنّي لو لَم أستطع فعل شيء أكبر من هذا, فما عليّ سِوى العيش معه |
Artık saklanmak yok. Kendi seçtiğim hayatı yaşayacağım. | Open Subtitles | مخفي على البشر ، لن اختفي بعد الان سوف اعيش الحياة التي اخترتها |
Kral olmak için doğdum, ama şimdi tanrı gibi yaşayacağım. | Open Subtitles | أنا ولد ليكون ملكا، وأنا الآن ذاهب للعيش مثل الآلهة. |
Bir gün, kötü lanetlerin dile bile getirilmediği bir kasabada yaşayacağım. | Open Subtitles | في يوم سأذهب لأعيش في بلدة حيث اللعنات الشريرة مجرد قصة |
Evet. Küçük bir yaram var ama yaşayacağım. | Open Subtitles | أجل، القليل من الدماء، والكدمات لكني سأنجو |
Çevrede çok fazla kedi ve yılan olacak mı? Ya da mesela ben üst sınıf bir semtte mi yaşayacağım? Toplumsal olarak kabul görmek için tek yapmam gereken doğru düzgün davranmak mı olacak? | TED | هل سيكون هناك الكثير من القطط والأفاعي في الأرجاء؟ أم أنني سأحيا في أحد أحياء الطبقة الراقية؟ حيث كل ما عليّ فعله هو التصرف على نحوٍ جيدٍ وملائم، وهو ما سيجعلني أحظى بقبولٍ اجتماعي؟ |
Artık hayatımı yaşayacağım. | Open Subtitles | من الآن فصاعدا انا ساعيش حياة الى المقبض. |
bir gün böyle bir yer yapıp onda yaşayacağım. | Open Subtitles | سأبني واحداً مثل هذا المكان في يوم من الأيام وأعيش فيه |
#Neden her kalp vuruşum can atıyor... #...senin güçlü arzularına... #...yaşayacağım, sevgilim. | Open Subtitles | لماذا الاشتياق فى كل دقة للقلب؟ بفضل قوة طموحك سوف أحيا يا حبيبى |
Tamam, eğer bir gün içerisinde herhangi biri telefon ederse yaşayacağım. | Open Subtitles | لو تلقيت اتصالاً هاتفياً واحداً خلال الـ24 ساعة المقبلة ، سأستمر بالعيش |
Massacan evimde yaşayacağım... sen ve Baptistina karanfillerime göz kulak olursunuz. | Open Subtitles | أنا أسكن هناك وبإمكانك القدوم والعمل في الأزهار |
Görüyorsun, ben bunun bir parçasıyım ve sen bunu hatırladığın sürece de yaşayacağım. | Open Subtitles | فكما ترى ، لقد صرت حزءاً منها الآن وسأعيش طالما تتذكرها |
yaşayacağım beş dakika var, benden iyi davranış bekliyorsun. | Open Subtitles | بقي لي خمس دقائق لأعيشها وتريدينني أن أتصرف بتهذيب ؟ |