Aptalca geleceğini biliyorum ama onun sonsuza kadar yaşayacağını sanıyordum. | Open Subtitles | ,أعلم أن هذا سيبدو غبائاً لكنني ظننت أنه سيعيش للأبد |
Gençken ne kadar yaşayacağını bilmesinin hiçbir yolu yoktu. | TED | وكرجل يافع، لم يكن لديه طريقة ليتنبأ كم سيعيش. |
yaşayacağını sanmıyorum. - Korkunç. | Open Subtitles | اٍنه في غيبوبة ، اٍنهم لا يعتقدون أنه سيعيش حتى الليل |
Ve başına gelenler de dâhil, onunla aynı hayatı yaşayacağını düşünüyorsun? | Open Subtitles | وتعتقد بأنك ستعيش حياتك مثله بالضبط مثلما حدث له بكل شيء؟ |
Doktor, elektrikli sandalyeyi görecek kadar yaşayacağını söyledi. | Open Subtitles | الطبيب يقول إنك ستعيش بالقدر الكافي لنا لنقوم بشويك |
Filmler sana nasıl yaşayacağını, nasıl yatak yapacağını öğretir. | Open Subtitles | فالأفلام تعلمك كيف تعيشين وكيف ترتبين سريرا |
Hayır, bir şeyi yok. yaşayacağını söylediler. | Open Subtitles | لا، الأمر على ما يُرام لقد قالوا أنه سينجو. |
Orijinal görevini yerine getirmek için yaşayacağını garanti ediyorum. | Open Subtitles | ...أنا أضمن لكى أنكى ستعيشين لتحققى مهمتك |
Ama sonsuza kadar yaşayacağını sanıyor. Bu yüzden beni yok etmek istiyor. | Open Subtitles | و لكنة يظن أنه سيعيش للأبد و يرغب فى التخلص منى |
Eserlerinin yaşayacağını sana söylemek isteyen bir grup insan olacak. | Open Subtitles | هؤلاء مجموعة من الأشخاص الذين يريدون أن يقولون لك أن عملك سيعيش و يبقى |
18 yaşındayken, herkese üç yıl daha yaşayacağını sonra New York'a gidip, kendini öldüreceğini söylemiş ve yapmış. | Open Subtitles | عندما كان في الثامنة عشرة أخبر الجميع أنه سيعيش ثلاثة أعوام أخيرة ثم يذهب ل و ينتحر ترك ورقة بها جملة واحد |
Ki bu önemli, benimle yaşayacağını göz önünde bulundurursak. | Open Subtitles | و يهمني أن نكون على وفاق بم أنه سيعيش معي الآن |
Onlardan biri 200 yaşına kadar yaşayacağını söylemişti. Hatırladın mı? | Open Subtitles | واحد منهم قال لي أنه سيعيش حتى يصبح عمره 200 عام أتذكر |
Onlardan biri 200 yaşına kadar yaşayacağını söylemişti. Hatırladın mı? | Open Subtitles | واحد منهم قال لي أنه سيعيش حتى يصبح عمره 200 عام أتذكر |
O parayı harcamak için yeterince uzun... yaşayacağını mı sanıyorsun, seni kahrolası kambur? | Open Subtitles | هل تعتقد انك ستعيش إلى وقت طويل؟ لتصرف ذلك المالِ وتُمارسُ الجنس مع الحدبةِ؟ |
Dürüst olmam gerekirse, eşinin fazla yaşayacağını sanmıyorum. | Open Subtitles | لكي أكون صادقا، لا أظن أن زوجته ستعيش لفترة طويلة |
Çok fazla yaşayacağını tahmin etmiyorum. Ben de öyle Summer. | Open Subtitles | تبدو جافة قليلاً لا اعتقد انها ستعيش طويلاً |
Pek uygun bir tanışma ortamı değil ama yaşayacağını düşünürsek, aşina olman için yeterli zamanın olacak. | Open Subtitles | اعلم انها ليست ظروف مناسبة لكي نلتقي بها بما انك ستعيش هنا ستعرف ما يكفي ليكون لك إنطباعك |
Pek uygun bir tanışma ortamı değil ama yaşayacağını düşünürsek, aşina olman için yeterli zamanın olacak. | Open Subtitles | اعلم انها ليست ظروف مناسبة لكي نلتقي بها بما انك ستعيش هنا ستعرف ما يكفي ليكون لك إنطباعك |
Bir daha hiç kimse sana hayatını nasıl yaşayacağını söylemeyecek. | Open Subtitles | ولا احد سيقول لكِ كيف تعيشين حياتكِ بعد الآن. |
Henüz kendi hayatını nasıl yaşayacağını çözememişken insanlara hayatlarını nasıl yaşamaları gerektiğinden bahsetme. | Open Subtitles | توقفـي عـن إخبـار النـاس كيف يعيشون حيـاتهم في حيـن أنك لا تستطيعيـن حتى معرفة كيف تعيشين حيـاتك |
Şu an baygın ama sağlık görevlisi yaşayacağını söyledi. | Open Subtitles | لا يزال فاقداً للوعي، لكن المسعفين قالوا إنه سينجو |
100 yaşına kadar yaşayacağını söylediler ya. | Open Subtitles | ألم يقول طالعـك انك ستعيشين مئـة سنـة |
- Sonsuza dek böyle yaşayacağını mı sandın? | Open Subtitles | حسناً، هل تظن حقاً بوسعك أن تواصل العيش هكذا للأبد؟ |
Doktor yaşayacağını söylüyor. | Open Subtitles | بناءا على ما تقوله الطبيبة ستعيشي |