ويكيبيديا

    "yaşayan insanların" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • الناس الذين يعيشون
        
    • الذين يعيشون في
        
    Son bir grup daha var ki, Indus halkının, bugün Güney Hindistan'da yaşayan insanların ataları olduğu kanısındalar. TED هناك مجموعة من الناس يعتقدون أن الشعب الاندوس كانوا أسلاف الناس الذين يعيشون في جنوب الهند اليوم.
    Ve empati yapacak olursak sıcak iklimlerde yaşayan insanların sağlığı, refahı ve verimliliği için iyi bir şey. TED وهذا بالطبع، أمر جيد بالنسبة لصحة الناس الذين يعيشون في الأجواء الأكثر دفئًا، ولسلامتهم وإنتاجيتهم.
    Ve hatta eğer gidiş böyle devam ederse, günde 1,25 dolara yaşayan insanların sayısı bakın 2030'da kaça düşüyor. TED وحزر ما؟ إذا كان المسار يستمر ، انطر إلى عدد الناس الذين يعيشون على ١.٢٥ دولار يوميا في عام ٢٠٣٠
    Yerin altındaki zenginliklerin en azından birazının üstünde yaşayan insanların eline geçmesini sağlayacak kanunlar için savaşıyoruz. TED أننا ندفع باتجاه القوانين التي تضمن من وصول جزء من الثروة تحت الأرض إلى أيدي الناس الذين يعيشون فوقه.
    Orada yaşayan insanların hayatlarını değiştirdiklerini biliyorum. Ama aynı zamanda New Yorklular'ın şehirlerine bakışlarını da değiştirdi. TED أنا أعلم أنها غيرت حياة الناس الذين يعيشون هناك، لكنها أيضا تغير الصورة الكاملة لسكان نيويورك من مدينتهم.
    Bu sonunda dünyada yaşayan insanların geleceğini değiştirmek adında sonunda ciddi bir şeyler yaptığımız zaman olabilir. TED هذا يمكن ان يكون الوقت الذي نصبح جادين حول تغيير المستقبل لمعظم الناس الذين يعيشون علي سطح كوكب الارض.
    Kanada'da yaşayan insanların akrabaları, kardeşime oy verecek. Open Subtitles أقارب الناس الذين يعيشون فى كندا سوف يصوتون لأخي.
    Üzerinde yaşayan insanların onu daha da güzelleştirdiği doğru değil mi? Open Subtitles اليس الناس الذين يعيشون هنا جعلوها جميلة؟
    Orada yaşayan insanların gidecek başka yerleri yok. Open Subtitles الناس الذين يعيشون هناك ليس لديهم مكان ليذهبوا إليه.
    Ancak burada yaşayan insanların bazıları, onları görmüyor musun? Open Subtitles لكن بعض الناس الذين يعيشون هنا، ألمَ تراهم؟
    İnsanın belini kıran ve ruhunu ezen aşırı yoksulluk altında yaşayan insanların sayısı 1990'da dünya nüfusunun yüzde 43'ünden 2000'de yüzde 33'e ve sonra 2010'da yüzde 21'e düştü. TED ينخفض عدد الناس الذين يعيشون في الفقر الشديد من ٤٣ في المئة من سكان العالم في عام ١٩٩٠ إلى ٣٣ في المئة في عام ٢٠٠٠ وثم إلى ٢١ في المئة في ٢٠١٠.
    Gates'in içinde yaşayan insanların %90'ı bizim gibi insanların yaşadığına dair en ufak bir fikri yok. Open Subtitles تسعون في المائة من الناس الذين يعيشون في "البوابات"... ليس لديهم فكرة أن بقيتنا ليسوا مثلهم.
    İstasyonlarda yaşayan insanların graffiti çalışmalarına bakarken pelerinim kaka trene takıldı. Open Subtitles كنت اتفحص فن الكتابة على الجدران بواسطة خُلد المدينة *خلد المدينة هم الناس الذين يعيشون في انفاق المترو* وعلقت عبائتي في باب المترو
    Bugün onun hakkında konuşacak kadar zamanım yok. Fakat, geçmiş yirmibeş senede bu ülkede meydana gelen tüm yenilik ve buluşlar düşünüldüğünde şehrin içlerinde yaşayan insanların refahı üzerinde en büyük etkiyi bırakanın crack kokain olduğunu söyleyebilirim. TED لا يسعني التحدث فيه اليوم. ولكن إذا فكرتم فيها، ممكن أن أقول في آخر ٢٥ سنة، من ضمن كل الاختراعات المخترعة في هذة الدولة، أعظم اختراع، من ناحية التأثير على صحة الناس الذين يعيشون في الأحياء ذوي الدخل المحدود، فهو "الكراك كوكايين".
    Bir hikâye anlatır; kulübenin içinde yaşayan insanların kimliği hakkında bir hikâye anlatır. TED إنها تروي قصة. إنها تروي قصةً عن هوية الأشخاص الذين يعيشون في ذلك الكوخ.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد