Ve gözlerimde yaşlarla buradaki herkesin, bizim bir kez daha güçlü bir ülke olma hakkımızı tanıdığını görüyorum. | Open Subtitles | و عيوني تملأها الدموع أرى أن كل شخص هنا قد أدرك حقنا لأن نصبح مره أخرى أمه قويه |
Kralın önünde yanlış bir söz sarf ettiğinden rütbesi düşürüldü ve gözünde yaşlarla topraklarını bırakmak zorunda kaldı. | Open Subtitles | و لأنه تفوه بشيء خطأ امام الملك و تم نفيه الان و اضطر الى التخلي عن ارضة و الدموع فى عيناه |
"Sel gibi yaşlarla ıslandı yanaklarım" | Open Subtitles | الدموع كانت كالحصا تتدحرج على وجنتى |
Farai başlıyor, gözleri yaşlarla doluyor. | TED | بدأت عيني فاراي تغرورق بالدموع. |
kalbim acıyla dolu gözlerim yaşlarla doldu | Open Subtitles | قلبي غارق في الألم عيناي مليئة بالدموع |
Gözler doldu yaşlarla, kalpler kederle. | Open Subtitles | "هذه العيون ناعسة للغاية" "وهذا القلب مليء بالدموع" |
Hayatı için yalvardı. Gözlerinde yaşlarla. | Open Subtitles | لقد إستجدى حياته و الدموع في عينيه |
Kapıyı açtığımda karşımda gözlerinde yaşlarla Henry duruyordu. | Open Subtitles | وعندمافتحتالباب... وجدت (هنرى) يقف هناك و الدموع تملؤ عينيه |
Kaybolmayalım diye pusulama bakarken, o da köpek balığı var mı diye etrafı kolluyordu ve bize 1 saat gibi gelen 20 dakikalık bir yüzüşten sonra sonunda resifin dibine daldık ve o kadar şaşırmıştım ve mutluydum ki gözlerim yaşlarla doldu. | TED | وراقبت بوصلتى حتي نتمكن من العثور علي طريقنا للوراء وراقب هو أسماك القرش، وبعد عشرون دقيقة من السباحة كادت تبدو وكأنها ساعة، ولقد هبطنا أخيراً للشعاب، و لقد صُدمت بشدة، وفرحت بشدة وامتلأت عيناي بالدموع. |
Gözlerin yaşlarla dolu. | Open Subtitles | ملء عينيك بالدموع |
#Gözlerim yaşlarla doldu. | Open Subtitles | "تمتلئ عيناي بالدموع." |
#Gözlerim yaşlarla doldu. | Open Subtitles | "تمتلئ عيناي بالدموع." |