NYU'ya giderken Abigail'i dadısı ile birlikte bana bırakmıştı. | Open Subtitles | خرجت من البيت مع المربية في طريقها إلى جامعة نيويورك |
Ancak Roma'ya giderken bu mesajın daha kötüsü gerçekleşti. | Open Subtitles | لكن في طريقها إلى روما سرعان ما تم تحريف الرسالة |
O Avrupa'ya giderken sen Bay Kent'i gizlice evine götür. | Open Subtitles | عندما تكون في طريقها إلى (أوروبا)، أعد السيّد (كنت) بتكتم إلى منزله |
Japonya'ya giderken burada duracak. | Open Subtitles | سيتوقف هنا في طريقه إلى اليابان |
- Gemi Londra'ya giderken Gravesend'de duracak. | Open Subtitles | "القارب يتوقف في "جريفسند . "في طريقه إلى "لندن |
Kaliforniya'ya giderken kaç kez memelerine ellemeye çalıştım haberin var mı? | Open Subtitles | حاولت لمس ثديها في طريقنا إلى كاليفورنيا ؟ |
Paris Texas'ta. Paris, Fransa'ya giderken yolda. | Open Subtitles | " تكساس " في طريقنا إلى " باريس , فرنسا " |
Bizim çocuklar bunu Moskova'ya giderken tespit etmişler. | Open Subtitles | رجالنا اعترضوا هذه في طريقها إلى (موسكو) |
Birlesmis Milletler Genel Sekreteri, Kongo'ya giderken elim bir kazaya kurban gitti. | Open Subtitles | الوفاة المفجعة للأمين العام للأمم المتحدة "في طريقه إلى "الكونغو |
Kaısına göre Alex Jameson, Richmond, Virgina'ya giderken kaybolmuş. | Open Subtitles | كان (أليكس جيمسون) في طريقه إلى "(ريتشموند)" عندما أصبح مفقوداً |
-Nottingham'a. Şimdi Hull'daymış. Londra'ya giderken de buradan geçecekmiş. | Open Subtitles | يقولون أنه وصل (هال) ، و . (سيأتي هنا وهو في طريقه إلى (لندن |
Brick Chicago'ya giderken ben de rahatlamıştım. | Open Subtitles | إذا، كان (بريك) في طريقه إلى (شيكاجو) وأنا تقبلت الأمر |
Muhteşem. Fransa'ya giderken yol üstünde atarım. | Open Subtitles | رائع، سألقي به في طريقنا إلى "فـرنسا" |
Otranto'ya giderken Brindisi'de bizimle buluşacak. | Open Subtitles | (سيُلاقينا في (برينديزي (في طريقنا إلى (أوترانتو |