Çoğu hala ülkelerinin onları yabancı topraklarda ölüme terketmiş olduğu düşüncesinden sıyrılamamıştı. | Open Subtitles | الكثير كانوا غير قادرين على هز الإعتقاد بأن بلادهم تركتهم تتركهم للموت في أرض أجنبية |
Yeni Zelandalılar ilk kez 1899-1902'de Boer Savaşı'nda yabancı topraklarda savaştılar. | Open Subtitles | في حرب المزارعين 1899-1902، حارب" النيوزيلنديين لأول مرة فوق أرض أجنبية |
Fakat yabancı topraklarda, bir yabancı olarak ben onların hallerine acıyorum. | Open Subtitles | لكن كغريب في أرض أجنبية أتعاطف مع محنتهم |
Yumruk yumruğa dövüşmeyi molotov kokteyli hazırlamayı yabancı topraklarda rejim değişikliğini körüklüyor. | Open Subtitles | و خلط الزجاجات الحارقة و التحريض على تغيير النظام في أراض أجنبية |
Ama lütfen şunu anla, yabancı topraklarda böyle görevler kolay değildir. | Open Subtitles | لكن أرجوك أفهم ، لا يمكننا القيام بمهمات على أراض أجنبية |
Amerikan Başkan'ı yabancı topraklarda suikasta uğrarsa dünya savaşı çıkar. | Open Subtitles | لو تمّ إغتيال الرئيس على أرض أجنبية فتوقعي حدوث حرب عالمية. |
- Doğru olsa da olmasa da ABD takımının başındaki kişi yabancı topraklarda gözaltında. | Open Subtitles | سواء كان صحيحًا أم لا، فإن رئيس الفريق الأمريكي معتقل على أرض أجنبية |
Amerikan Başkan'ı yabancı topraklarda ölecek. | Open Subtitles | سيموت الرئيس الأمريكي على أرض أجنبية. |
Nick doğrudan emrime karşı gelmiş ve yabancı topraklarda izinsiz olarak askeri operasyon yapmıştı. | Open Subtitles | تجاهل (نيك) أوامري المباشرة ونفذ عميلة عسكري غير مصرح بها على أرض أجنبية |
Bir de Kentucky'deyiz. Hiç yabancı topraklarda denememiştik. | Open Subtitles | ونحن في (كنتاكي) ولم نجرب تلك الخدعة على أرض أجنبية |