yabancıların düşüncelerini kuvvetlendirdikleri makine işte bu, dünyayı değiştirdikleri makine. | Open Subtitles | هنا مكينة الغرباء يستعملوها ليضخّمون أفكارهم المكينة التي غيّرت عالمهم |
yabancıların düşüncelerini kuvvetlendirdikleri makine işte bu, dünyayı değiştirdikleri makine. | Open Subtitles | هنا مكينة الغرباء يستعملوها ليضخّمون أفكارهم المكينة التي غيّرت عالمهم |
Korktuğum odur ki yabancıların mevcudiyeti .konuşmadığımız kişileri üzerimize çekecektir. | Open Subtitles | أخشى أن وجود الغرباء سيجذب هؤلاء الذين لا نتحدث عنهم |
Ve bugün Japonya'da yaşayan yabancıların en çoğu nereden geliyor dersiniz? | TED | و خمن من أين يأتي أكبر عدد من الأجانب المقيمين في اليابان اليوم ؟ |
Bunu daha iyi yapacak tek şey yabancıların bunu görmesi olurdu. | Open Subtitles | تعلمين ، ان الشيء الوحيد هو إذا كنتم غرباء هنا لرؤيتها. |
Korktuğum odur ki yabancıların mevcudiyeti .konuşmadığımız kişileri üzerimize çekecektir. | Open Subtitles | أخشى أن وجود الغرباء سيجذب هؤلاء الذين لا نتحدث عنهم |
- Olur mu? Güzel. Güzel, böylece yabancıların camlarından içeriyi dikizlememiş olurum. | Open Subtitles | هذا جيد , النظر من خلال نوافذ الغرباء لم يكن مشهداً جيداً |
yabancıların beni milyon parçaya bölmemelerine dair ciddi bir politikam var. | Open Subtitles | حسناً لدى سياسه صارمه ضد أن يقطعنى الغرباء إلى مليون قطعه |
yabancıların önünde yemek yedirilmesinden hoşlanmadığın göz önünde bulundurulursa cevap çok açıktı. | Open Subtitles | لأنك تكره الغرباء ولا تحب أن تأكل أمام الناس بدى الأمر واضحاً |
Ama başka bir araştırma yabancıların birbirleriyle tanışmalarının ilk 10 dakikasında üç kez yalan söylediğini gösterdi. | TED | لكن في دراسة أخرى، أظهرت بأن الغرباء يكذبون ثلاث أضعاف خلال ال 10 دقائق الأولى من لقاء بعضهم البعض. |
Ve bu kalabalığın yardımıyla oldu, bu yabancıların bana gösterdiği incelikler yoluyla oldu, ve ben beni kovalayan geçmişimin üstündeki perdeyi kaldırmayı başardım. | TED | وقد كان عن طريق التعهيد الجماعي، عن طريق العطف الذي أظهره الغرباء لي، أن استطعت أن أكشف أجزاء من ماضيي كانت تطاردني. |
Ve bana yabancıların kibarlığını ve uluslararası toplumun desteğini gösterdi. Kuzey Koreliler için umudun ışığı olmuştur. | TED | وأظهر لي بأن طيبة الغرباء ودعم المجتمع الدوليّ هي حقاً أشعة الأمل التي نحتاجهانحن شعب كوريا الشمالية. |
ve beni kurtaran, ailemin, dostlarımın, profesyonellerin ve bazen yabancıların bile gösterdiği şefkat ve empatiydi. | TED | و قد كان مقدار الرحمة و التعاطف من أسرتي و أصدقائي و ذوي الإختصاص بل أحيانا حتى الغرباء هو الشيء الذي أنقذني |
Köpekler, yabancıların esneme seslerine oranla sahiplerinin esneme seslerini duyduklarında daha sık esniyorlardı. | TED | يتثاءب الكلاب اكثر عندما يتثاءب اشخاص معروفين لديهم كأصحابهم من غير المألوفون لديهم من الغرباء. |
Aklı başında kimse evlerinde yabancıların uyumasına izin veren bir servise yatırım yapmaz. | TED | لم يرغب أيّ شخصٍ ذو عقل سليم بالاستثمار في فكرة تسمح بإقامة الغرباء في منازل الناس. |
yabancıların sizinle ilgileneceğini bilmek çocuklarımın karşılayamayacağı bir ayrıcalık. | TED | معرفة أن الغرباء سيهتمون بك هي حظوة لا يتكلفها أطفالي. |
Ve bu da anlaşmada yazdığı gibi, yabancıların özgürce Çin'de ticaret yapabileceği anlamına geliyordu. | TED | و هذا يعني أن الأجانب كما قيل في المعاهدة ، قد سمح لهم أن يتاجروا في الصين بحرية. |
Beyler söyler misiniz, yabancıların ve kibirli şehirlilerin düşüncelerinden bize ne? | Open Subtitles | أيها السادة إننى أطلب منكم ما الذى يقلقنا مما يعتقده حفنة من الأجانب ، أقمشة المدينة المزيتة |
Grubach'a soracağım, gece yarısı evinde yabancıların... ..dolaştığını biliyor mu? | Open Subtitles | أعتقد أن السيدة جروباخ تود أن تعرف بوجود أشخاص غرباء في شقتها بمنتصف الليل |
Bozguna uğrayan kadınların, yabancıların evlilikleriyle ilgilenmesi inanılmaz bir şey. | Open Subtitles | ومن المدهش كيف تحصل النساء اضطراب على الحالة الاجتماعية للغرباء. |
Wong, bu bölge yabancıların kontrolünde, milislerin olay çıkarmaları hiç uygun değil! | Open Subtitles | ونج هذه المناطق يسيطر عليها الاجانب المقاومة المحلية الشعبية تعمل مشاكل هنا |
Ben böyle görünseydim... yabancıların yüzüne bakmazdım ki... ne kadar çirkin göründüğümü daha az kişi söylesin. | Open Subtitles | لو كان ذلك العبوس على وجهي لمللت من تذكير الناس لي بقباحتي وما كنت لأحدق بالغرباء |
yabancıların işlerimize karışmasına da izin vermeyiz. | Open Subtitles | . ولا نسمح للأجانب بأن يتدخلوا في شؤوننا |
19 yüzyıl boyunca Çin imparatorları, yabancıların, topraklarına giderek daha fazla girmesini çaresizlik içinde izlemişlerdi. | Open Subtitles | "خلال القرن التاسع عشر ، اعتُبِر أباطرة "الصين "بالنسبة لأهل"ديسماى كدخلاء أجانب يستوطنون أراضيهم أكثر و أكثر |
Burada her yaşam değerlidir, yabancıların yaşamları bile. | Open Subtitles | كل حياه ثمينه و لها قيمتها حتى حياة الأغراب |
Od! Buraya nasıl girdin? yabancıların buraya girmesi yasak. | Open Subtitles | أودد , كيف وصلت لهنا الدخلاء لا يسمح لهم بالدخول هنا |
yabancıların önünde tartışmamalıyız. | Open Subtitles | أنتِ يَجِبُ أَنْ لا تُجادلي أمام الغرباءِ |