Seninle dalga geçip bir yabancıyla birlikte olsa bile mi? | Open Subtitles | حتى اذا كانت خدعتك و أقامت علاقه مع شخص غريب |
Kızın en azından annenle olacak, bir yabancıyla birlikte değil. | Open Subtitles | لقد قالت انها ستكون مع والدتك وليس مع شخص غريب |
Ne kırsalda ne de kentte. Çünkü bu kadınlar asla bir yabancıyla konuşmaz. | TED | يجري معها حوار ، غير متأكدة من المناطق الريفية و الشعبية و التي أخمن أن المرأة لا يمكنها التحدث لرجل غريب |
İnsan öyle yaşlı bir kadını iki tane yabancıyla bırakmaz. | Open Subtitles | انتى لا تتركين سيدة مسنة مثل هذه معإثنينمن الغرباء. |
Ama kendi kanından birini bir yabancıyla karıştıracak kadar bunamamıştı. | Open Subtitles | الذي لا تستطيع فيه التمييز بين الغريب و بين حفيدها |
Tamam, garip bir nedenden dolayı pornoda bir yabancıyla sikişmek istemiyorsun. | Open Subtitles | إنك لن تضاجعى غريباً فى أحد الأفلام الإباحية لبعض الأسباب الغريبة |
Bir aile ferdiyle, bir arkadaşla veya bir yabancıyla görüşün. | TED | أجر مقابلة مع أحد عائلتك، أو صديق أو غريب. |
Bir yabancıyla veya yanımızdan geçen bir komşumuzla göz göze geldiğimizde, söylediğimiz şeyler vardır: | TED | هناك أشياء نقولها عندما يُلفتُ نظرنا شخص غريب أو جار يسيرُ بالقرب منّا. |
Yani gelecek sefer bir yabancıyla konuşurken ve rahat hissediyorsanız, onlara kendiniz hakkında doğru, gerçekten kişisel bir şeyinizi söyleyin. | TED | لذلك عندما تتحدثون إلى غريب في المرة القادمة وشعرتم بالراحة، أخبروهم شيئيًا حقيقيًا عنكم، شيء شخصي حقًا. |
Burada önemli olan başka biri dinlemeden bir yabancıyla birlikte nasıl bu yüz yüze tartışmalarını yapılacağını öğrenmek. | TED | ما يهم هنا هو أن نتعلم من جديد كيف نُجري تلك المُناقشات وجهًا لوجه، بدون أن يسمعنا أحد، مع أي شخصٍ غريب. |
Kasabadaki herhangi bir yabancıyla çıkmak için fazlasıyla hanımefendi. | Open Subtitles | ربما يكون كثيرا علي سيدة أن تتداخل مع أي غريب في البلدة، صحيح؟ |
Bir yabancıyla, asla dürüst dövüşme, evlat! | Open Subtitles | لا تتقاتل أبداً بشكل عادل مع غريب يا ولد |
Sence donmuş bir göl üzerinde sadece mum ışığında yakışı klı bir yabancıyla sevişmeye ne dersin? | Open Subtitles | هل يمكنكِ التفكير فى أى شيء أفضل غير ممارسة الحب مع شخص بديل غريب فى وسط بحيرة مجمدة و ضوء مصباح صغير يرشدك لطريقك؟ |
Bir yabancıyla vahşi bir seks mi, yada sana deli olan sana aşık biriyle, vahşi bir seks mi? | Open Subtitles | الجنس العنيف مع غريب او الجنس العنيف مع فتاة مجنونه بحبك وانت تحبها ايضا |
Ama kız sahilde hamile kaldı adada böyle bir gecede bir yabancıyla Madrid'den. | Open Subtitles | وقد قامت بمعاشرة رجل غريب على الشاطئ فى جزيرة فى ليلة مثل هذة الليلة |
Biliyorum, bir yabancıyla böyle şeyleri konuşmak tuhaf geliyor. | Open Subtitles | إنه فقط . أعرف بأن الأمر يبدو غريباً التحدث إلي الغرباء عن أشياء ولكن |
Bir yabancıyla bu şekilde konuşamazsın. | Open Subtitles | عن سلوك صاحبي لا يمكنك التحدث هكذا لأحد الغرباء |
Evde bir yabancıyla yaşadığının farkına varmamış olman ne tuhaf. | Open Subtitles | من الغريب عدم ملاحظتي أنني أعيش مع شخص لا أعرفه بالبيت |
Evimi polisler arıyor ve sen bir yabancıyla bana para mı gönderiyorsun? | Open Subtitles | لدي رجال شرطة يفتشون المنزل وانت ترسل غريباً مع مال قذر ؟ |
Yeni birisiyle çıkıyorsanız, her şey gözünüze yabancı gelebilir, özellikle de bir yabancıyla çıkıyorsanız. | Open Subtitles | عندما تواعد شخص جديد قد يبدو كل شيء أجنبي خصيصاً عندما تواعد شخصاً أجنبي |
Hiç tanımadığın bir yabancıyla böyle konuşursan beynini patlatır. | Open Subtitles | لا تفعل هذا، ماذا لو التقيت بغريب لو كان الشخص الخطأ سيفجر رأسك في الحال |
Bu şeyler hakkında bir grup yabancıyla konuşmak kolay olmamalı. | Open Subtitles | ليس من السهل التحدّث في غرفة مليئة بالغرباء عن هذه الأشياء. |
İnsan bir yabancıyla ne konuşur ki? | Open Subtitles | ما الذي يمكنك قوله لغريب تامّ؟ |