Bayan Paradine, Andre LaTour'un yakışıklı biri olduğunu düşünüyor muydunuz? | Open Subtitles | سيدة بارادين, هل تعتقدى ان اندريه لاتور رجل وسيم ؟ |
Afedersiniz, beyefendi. Sizin gibi yakışıklı biri neden sırada bekliyor? | Open Subtitles | عذراً سيدي، ما الذي يفعله رجل وسيم مثلك بإنتظاره في الصف؟ |
Ne bileyim. Kendimi hiç öyle çok yakışıklı biri olarak görmedim. | Open Subtitles | لا أعرف، لم أرى نفسي أنني شخص وسيم |
Böyle yakışıklı biri yanımda olsaydı, | Open Subtitles | إن كان بقربي شخص وسيم |
Haberlerde. yakışıklı biri. | Open Subtitles | على التلفاز , انه وسيم |
Mosha'yı dışarıda gördüm. Çok yakışıklı biri. - Gözleri biraz şaşı değil mi? | Open Subtitles | لقد شاهدت (موسه) بالخارج , انه وسيم جداً - أليس احول العينين قليلاً ؟ |
Senin gibi yakışıklı biri tek başına yemek yememeli. | Open Subtitles | أي رجل وسيم مثلك يَجِبُ أَنْ لا يَتغدّى لوحده. |
Ya da yakışıklı biri için benim gibi kuralları çiğneyen birine. Bana detayları söyle. | Open Subtitles | أو إلى شخص مثلى مُستعد أن يكسر القوانين من أجل رجل وسيم |
Garip bir giyim tarzı var. Ama yine de yakışıklı biri. | Open Subtitles | يلبس بطريقة قديمة ولكنه يبقى رجل وسيم |
Her zaman onun yakışıklı biri olduğunu düşünmüşümdür. | Open Subtitles | دائما ما ظننته رجل وسيم |
Ve Clutch yakışıklı biri. | Open Subtitles | و (كلاتش) رجل وسيم |
Senin gibi yakışıklı biri. - Bana kız yok. | Open Subtitles | شخص وسيم مثلك ؟ |
- Evet. - yakışıklı biri. | Open Subtitles | نعم , انه وسيم |
yakışıklı biri. | Open Subtitles | انه وسيم جداً |