Sanırım bunları biliyorsun. Buraya yakın bir yerde oldu kaza. | Open Subtitles | أظن أنك تعلم بأن هذا قد حدث بالقرب من هنا |
Suya yakın bir yerde, eski bir binada olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | نحن نعلم بأنها في مبنى قديم بالقرب من مجرى مياه |
Telco'ya katıldım, Pune'ye oldukça yakın bir yerde TATA kamyonetleri yaptım. | TED | انضممت إلى شركة Telco، صنعت شاحنات TATA، بالقرب من مدينة بوني. |
Yani cihaz kapıya yakın bir yerde olmalı. | Open Subtitles | ،لذا، نحن نعرف، أيّاً يكن المكان فهو مكان قريب من الباب |
Hayır, sadece... İşe yakın bir yerde yaşamak istedim. | Open Subtitles | لا، أردت فقط أن أعيش قريباً من مكان عملي |
Burada, benim büyüdüğüm yere yakın bir yerde Pakistan'daki bir köydeki bir grup çocuk var. | TED | هذه مجموعة من الاطفال في قرية في باكستان بالقرب من المكان الذي نشأت فيه |
Evet. Bazı şeyler etrafa saçılmıştı. Ve pencere, mandala yakın bir yerde kırılmıştı. | Open Subtitles | نعم ، الأشياء متناثرة و النافذة قد كسرت بالقرب من المقبض |
Çocukluğumu hatırlıyorum Frankie. Bu odaya yakın bir yerde oynarken çok sessiz olmak zorundaydık. | Open Subtitles | و عندما كنت طفلاً كان علينا ألا نحدث ضوضاء اذا لعبنا بالقرب من هنا |
Öğle yemeğini ofise yakın bir yerde yiyorum. | Open Subtitles | اتناول الغداء بالقرب من المكتب. وبالمساء اخرج |
Fotoğraf yakın bir yerde çekilmiş olmalı. | Open Subtitles | طبقاً لهذه الصور لابد أنهم إلتقطت بالقرب من القاعدة |
Affedersiniz, arkeolojik bir kazı var, buraya yakın bir yerde sürdürülen. | Open Subtitles | المعذرة , هناك أعمال حفريات بالقرب من هنا |
Kızının yıldızlara yakın bir yerde doğacağı konusunda ısrar etti. | Open Subtitles | لقد أصرت أن تولد ابنتها بالقرب من النجوم |
Ordu yaklaşırken Muhammed su kaynağına yakın bir yerde karargah kurdu. | Open Subtitles | وحينما كان يقترب الجيش أمر محمد بوضع الجيش بالقرب من بئر ماء |
Resmimi kalbine yakın bir yerde taşıman ne hoş. | Open Subtitles | كم هو جميل منك أن تبقى صورتى . بالقرب من قلبك |
Resmimi kalbine yakın bir yerde taşıman ne hoş. | Open Subtitles | كم هو جميل منك أن تبقى صورتى . بالقرب من قلبك |
Kısaca güney tarafında, tren yoluna yakın bir yerde bir fabrikaya ihtiyacımız var. | Open Subtitles | ماملخصة نحتاج الى مصنع قريب من الجنوب عند طريق السكة الحديد |
Kayalara dikkat et. Kıyıya yakın bir yerde, akıntı yönünde dur. | Open Subtitles | توخّ الحذر على الصخور وابق قريباً من الشاطيء |
Durağa geçip kapıya yakın bir yerde dur. | Open Subtitles | أدخلي إلى قمرة القيادة وأبقي على مقربة من الباب |
Ev arkadaşım buraya çok yakın bir yerde parti veriyor. | Open Subtitles | شركائي في السكن يقيمون حفلة ليست بعيدة من هنا |
Hyogo Valiliği'nde, Amagasaki'ye çok yakın bir yerde doğdum. | Open Subtitles | لقد كان بمكان قريب جدا من أماجاساكي بولاية هيوجو |
Bir kaç gündür kayıp ve arabasını buraya yakın bir yerde bulduk. | Open Subtitles | حسنـًا، إنه مفقود منذ عدة أيام ولقد حددنـا مكان سيارته ليس بالبعيد من هنا |
Buraya yakın bir yerde kehribardan çıkartılan birini arıyoruz. | Open Subtitles | نحن نبحث عن شخص كان يقطع الكهرمان من مكان ليس ببعيد من هنا. |
Ve ülkelerin karbon emisyonları listesine gemi taşımacılığı emisyonlarını koyarsanız, yaklaşık altıncı sırada gelir, Almanya'ya yakın bir yerde. | TED | و إذا وضعت انبعاثات النقل البحري على قائمة انبعاثات الكربون للدول، ستأتي تقريبا في المركز السادس، قريبا من ألمانيا. |