Postacıyla bu kadar yakın olduğunuzu bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أكن أعلم أنك كنت مقرباً من رجل البريد |
İçinizi kıpır kıpır eden şey de bu değil mi çok yakın olduğunuzu bilmeniz ama olmamanız? | Open Subtitles | ألا يشعركِ هذا بالإرباك ، أن تظني أنكِ قريبة لكنكِ لست كذلك |
Neye sahip olduğunuzu, en başından beri nasıl yakın olduğunuzu ve seni nasıl gördüğünü gördüm. | Open Subtitles | رأيت ما لديكم يارفاق رأيت كم كنتما متقاربان في بداية الأمر ورأيت كيف كانت تنظر اليك |
Siz ve Bayan Martin'in aşırı derecede yakın olduğunuzu anlıyorum. | Open Subtitles | ادرك انك و سيدة ( مارتين ) كنتم مقربين للغاية |
Bunu sana söylemedim çünkü ne kadar yakın olduğunuzu biliyorum. | Open Subtitles | حسناً ، إنظر ، أنا لم أقل لك هذا ، لأنني أعرف كم أنتما مقربان |
Margot'yla yakın olduğunuzu biliyorum. | Open Subtitles | ريتشارد , أعرف أنك قريب جدا من مارغو و |
Kady ile yakın olduğunuzu biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أنك كنت مقرب لكيتى |
Müdür yardımcısı ve ben ikinizin çok yakın olduğunuzu biliyorduk, bu yüzden o ve ben soru sormak için geldik ama sen okulu asmıştın. | Open Subtitles | أنا والنائب عرفنا أنكما كنتما مقربين لذا فأنا والنائب أتينا لطرح الأسئلة لكنك كنت متغيّب |
yakın olduğunuzu biliyordum. | Open Subtitles | أعرف أنكما مقربين. |
Birkaç iş arkadaşınız bundan daha yakın olduğunuzu söyledi. | Open Subtitles | بعض من زملائك اخبرونا انكما كنتما اكثر من ذلك |
Kardeşinle ne kadar yakın olduğunuzu biliyordum. | Open Subtitles | عرفت كم كنت مقرباً من أخيك. |
Aaron, ağabeyimle birbirinize ne kadar yakın olduğunuzu biliyorum. | Open Subtitles | ارون)، أعلم كم كنت مقرباً من أخي) |
Jack'le çok yakın olduğunuzu biliyorum. | Open Subtitles | "أعرف أنكِ قريبة من "جاك |
Seni ve Ted'in hala yakın olduğunuzu görmek bunca zaman sonra güzeldi. | Open Subtitles | (حسنً، من اللطيف جدًا أن أراك و (تيد مازلتما متقاربان بعد كل هذا الوقت |
Ne? Üniversitede çok yakın olduğunuzu düşünüyodum. | Open Subtitles | أعتقدتُ بأنكم كنتم مقربين في الجامعه |
Ne kadar yakın olduğunuzu gördüm. | Open Subtitles | أعني، رأيت كما أنتما مقربان وتبدو كشخص طيب، |
David, ailenle çok yakın olduğunuzu söyledi. - Evet. | Open Subtitles | يقول "ديفيد" أنك قريب جداً من عائلتك |
Buffy yakın olduğunuzu söyledi. | Open Subtitles | (بافي) قالت أنك كنت مقرب لها |
Garip evliliğinden önce, ikinizin çok yakın olduğunuzu biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنكما كنتما مقربين قبل إرتباطك الغريب |
- Tabii, o kadar yakın olduğunuzu zaten biliyordum. | Open Subtitles | - نعم , اعلم انكما كنتما مقربان. |