Yaklaşık sekiz dakikalık yakıtım olduğunu biliyorum. Bu yüzden de bitmeden kontrol ediyorum. | TED | أنا أعرف انه لدي وقود كاف لمدة 8 دقائق. لذلك أتحقق دائماً قبل أن ينتهي. |
Dairede biraz roket yakıtım olduğunu fark ettim. | Open Subtitles | تبين أني لا زلت أملك القليل من وقود الصواريخ في شقتي |
Durum buysa gemiyi yörüngenin dışına çıkartıp atmosferde yakmaya yetecek kadar yakıtım var. | Open Subtitles | إن كان كذلك فلدي ما يكفي من وقود للخروج من المدار والإحتراق في الجو |
Tek bir otobüsü ışınlayacak kadar yakıtım var. O kadar. | Open Subtitles | لديّ وقودٌ يكفي لحافلةٍ واحدة هذا كلّ شيء |
Portaldan, bırak 188'i, tek bir kişiyi bile ışınlayacak yakıtım yok. | Open Subtitles | {\pos(180,210)}ليس لديّ وقودٌ كافٍ لنقلِ شخصٍ واحدٍ ناهيكِ عن 188 |
yakıtım hızla tükendi ve denize acil iniş yaptım. | Open Subtitles | وقودي نفد بسرعة و قمت بهبوط اضطراري على البحر |
Bu iyi çünkü yakıtım neredeyse bitiyor. | Open Subtitles | و هذا جيد لأن وقودي يكاد ينفذ |
yakıtım bitiyor. Üsse dönüyorum, tamam. | Open Subtitles | سلبية الأرملة واحد ثلاثة، أنا وقود بنغو. |
Buna yetecek yakıtım var. | Open Subtitles | ما زال لدي وقود كافي لفعل ذلك. |
Şu anda yakıtım sıfır ve sürükleniyorum, duyuyor musunuz? | Open Subtitles | "أنجرف في الفضاء بلا وقود, هل تتلقونني؟" |
Kurtarma gemisi sabit yörüngede ama Aurora'ya ulaşacak kadar yakıtım yok. | Open Subtitles | المركبة مستقرة لكن ليس لدي وقود للوصول |
yakıtım bitmek üzereydi. | Open Subtitles | ! لقد كُنت سأتناول وقود |
- Sadece bir otobüse yetecek yakıtım var. | Open Subtitles | -لديّ وقودٌ لحافلةٍ واحدة، هذا كلّ شيء |
Benim yakıtım bu. | Open Subtitles | ثم اجلس وأستلقي في إعجابهم أنه وقودي . |