Bugünkü reaktörler yakıt olarak uranyum oksit kullanır. | TED | تستخدم المفاعلات الحالية أكسيد اليورانيوم كوقود. |
nükleer yakıt olarak florürlü tuz kullanıyordu spesifik olmak gerekirse; lityum, berilyum, uranyum ve toryum florür. | TED | وهو استخدامه لأملاح الفلوريد كوقود نووي وخاصة فلوريد الليثيوم والبيريليوم واليورانيوم والثوريوم. |
Ve şöyle bir fikri var, atık kağıtları alıp, sıkıştırarak, yakıt olarak kullanılabilecek birketler haline getirmek. | TED | الفكرة تقول بأنه يمكنك أن تأخذ ورق مهملات حيث تقوم بضغطه, ومن ثم تصنع منه قوالب يمكنك استخدامها كوقود. |
yürümüşüm Yol kenarında yakıt olarak kullanılan bu tezekleri bulduk | TED | وعلى جانب الطريق، وجدنا هذه الأقراص من الروث، والتي تستخدم كوقود. |
Ve gerçek şu ki, şu anda yapılmakta olan dördüncü nesil reaktörlerde nükleer atıkları yakıt olarak kullanacağız. | TED | والحقيقة هي، سنستخدم المخلفات النووية التي لدينا كوقود في الجيل الرابع من المفاعلات التي تأتي في الطريق. |
Yahudilerin boşalttığı evlerin keresteleri yakıt olarak kullanıldı. | Open Subtitles | المنازل التى تم إخلائها من اليهود أنتزعت منها الأخشاب لأستعمالها كوقود |
Kepçe ile kalbini çıkardılar, yakıt olarak kullandılar. Şimdiyse çığlık atıyor. | Open Subtitles | لقد جرفوا قلبها واستخدموه كوقود ، وهي الآن تصرخ |
Arada bir motoru açıp, o enerjiyi çekip, yakıt olarak kullanmam gerekir. | Open Subtitles | وبين الحين والآخر آتي وأفتح المحركات وأمتص الطاقة وأستخدمها كوقود |
suyumuzu yakıt olarak kullandıklarını gösteriyor. | Open Subtitles | تبين تقاريرك أنّهم يستخدمون ماءنا كوقود لهم، |
Plastiğin altında ya da belki motor onu yakıt olarak kullandı. | Open Subtitles | لقد إختفت، ربما هي تحت البلاستيك أو ربما المحرك حاول أن يستخدمها كوقود |
yakıt olarak atıkları kullananlar harika fikir, fakat gerçek şu ki henüz bunun nasıl yapılacağını bilmiyoruz. | TED | فالمفاعلات التي تستخدم النفايات كوقود هي في الحقيقة أفكار رائعة، لكن الحقيقة هي: لا نعرفُ حتى الآن كيفية صُنعها في الحقيقة. |
Bulduğumuz şey nükleer silahların çoğundan kurtulmanın tek yolunun nükleer enerji santrallerimizde savaş başlıklarındaki plutonyumun yakıt olarak kullanılmasıyla olabileceğidir. | TED | ما نجده هو الطريقة الوحيدة التي نعرفها كيفية التخلص من أعداد ضخمة من الأسلحة النووية عن طريق استخدام البلوتونيوم في الرؤوس الحربية كوقود في معاملنا للطاقة النووية. |
Aslında atıkları bu yöntemle yakabilirsiniz. Bugünkü reaktörlerin tüm atıklarını siz yakıt olarak yakabileceksiniz. | TED | إنكم تقوموا بحرق المخلفات ، ويمكنكم في الواقع إستخدامها كوقود كل المتبقي من مخلفات مفاعلات اليوم . |
Evet, fakat onlar nükleer füzyon reaktörlerinde yakıt olarak kullanıyorlar. | Open Subtitles | -نعم لكنهم يستعملونه كوقود -لمولدات الانصهار النووي |
Dün, insan zihninin belki bir uzay gemisi olduğunu spermayı da yakıt olarak kullandığını düşünmeye başladım. | Open Subtitles | بالأمس, بدأت أفكر أنه ربما العقل البشرى كسفينة الفضاء... التى تستخدم المنى كوقود. |
Karşılarına çıktığımızda onları yakıt olarak kullanacağız. | Open Subtitles | عندما وصلنا، وسوف نتخذ منها كوقود. |
Bu kadar polimerle, gerçekten ihtiyacımız olan teknik beslenme ve ağaç kadar zarif bir şey kullanmak - bu tasarım işini bir düşünsenize: Öyle bir şey tasarla ki oksijen üretsin, karbon yakalasın, nitrojen bağlasın, suyu damıtsın, yakıt olarak güneş enerjisini biriktirsin, karmaşık şekerler ve yiyecek yapsın, mikroklimalar yaratsın, mevsimlerle birlikte renk değiştirsin ve kendi kendini çoğaltsın. | TED | وبهذا الكم من المكوثر، ما نحتاجه حقيقةً هو التغذية التقنية، واستخدام شئ أنيق كما هي الشجرة--تخيلوا مهمة التصميم هذه: صمم شيئا يصنع الأوكسجين، يحبس الكربون، يثبت النيتروجين ، يقطر الماء ، ويجمع الطاقة الشمسية كوقود ، يصنع مركبات السكر و الطعام، يخلق مناخات محلية، يغير ألوانه مع تغير الفصول و يكرر نفسه بنفسه. |