Perry ve partneri 8 saat boyunca sürekli yalan söylediler. | Open Subtitles | بيري وشريكه الصغـير كذبوا على لجنة التحقيق لمدة ثماني ساعات |
- Neden? Çok açık çünkü bazı insanlar savcıya yalan söylediler. | Open Subtitles | من الواضح أن بعض الناس قد كذبوا على المدعي العام |
- Arabaları değiştirdiler ve bunun hakkında yalan söylediler. - Bunu niye yapsınlar ki ? | Open Subtitles | لقد بدلوا السيارات و كذبوا علينا لماذا يودون فعل هذا ؟ |
Sebeplerden biri oldukça aşikâr. Eğer bir çay içmek için buluşursan, söylediğinden tamamen farklı çıkarsın. Oyun Bitti. Değil mi? Bu yüzden insanlar çok yalan söylediler, fakat aşırıya kaçmadılar, zorlamadılar. | TED | احد الأسباب بسيط للغاية. إذا ذهبت في موعد, موعد قهوة, وكنت مختلف تماماً عما وصفت نفسك, انتهت اللعبة, أليس كذلك؟ إذاً يكذب الناس عادة, لكن يكذبون بمهارة, ليس كثيراً. أنهم مقيدون. |
Ama yalan söylediler, DNA'yı nasıl yaptılar? | Open Subtitles | أعرف بأنّهم كذبوا كيف زيّفت الـ دي إن أي؟ |
Gwyneth, onları geri gönder. yalan söylediler, onlar melek değil! | Open Subtitles | أعيديهم يا جوينيث ، لقد كذبوا فهم ليسوا ملائكة |
Bize yalan söylediler, malımızı çaldılar, beladan başka bir şey değiller. | Open Subtitles | . كذبوا علينا , سرقوا منا ، هم لا شئ سوى المشاكل |
Manyaklık. Sana yalan söylediler. | Open Subtitles | هذا ليس غريب الأطوار بل مجنون , كما أنهم كذبوا عليكِ بشأن الوظيفة |
Uyduya bir şey olmadı. Dünya ile bağlantı kurmamızı istemiyorlar. Bize yalan söylediler. | Open Subtitles | القمر الصناعى بخير إنهم لا يريدونا أن نتصل بالأرض، لقد كذبوا علينا |
Ne yapacağı, kamyonunun nasıl bir zırhı olacağı hakkında nasıl öldüğü hakkında bile yalan söylediler. | Open Subtitles | وماذا كانت تفعل,ونوع السلاح الذي كان لديها و كذبوا عن كيفية موتها. |
Ne yapacağı, kamyonunun nasıl bir zırhı olacağı hakkında nasıl öldüğü hakkında bile yalan söylediler. | Open Subtitles | وماذا كانت تفعل,ونوع السلاح الذي كان لديها و كذبوا عن كيفية موتها. |
Sizin için 10 yıl önce tanık koltuğunda yalan söylediler. | Open Subtitles | لقد كذبوا من أجلك وهم على منصة الشهود قبل 10 سنوات |
Bana yalan söylediler. Bana biraz daha zaman tanıyacaklarını söylemişlerdi. | Open Subtitles | لقد كذبوا على , واخبروني أنهم سيمهلوني مهلة اكبر |
Devletten ayrıldın çünkü sana yalan söylediler. Ben asla söylemeyeceğim. | Open Subtitles | لأنهم كذبوا عليّك، ولكن أنا لن أفعل ذلك أبداً |
yalan söylediler; bir ikizim olduğunu biliyorlardı ve bana söylemediler. | Open Subtitles | لقد كذبوا, لقد علموا أن لدي توأم ولم يخبروني |
Evet. Kürsüye telefon tanığını çıkardıkları zaman da yalan söylediler. | Open Subtitles | كما أنهم كذبوا عندما وضعوا تلك الشاهدة على المنصة |
Underwoodlar bana yalan söylediler, beni kullandılar, gözümü korkutmaya çalıştılar. | Open Subtitles | آل آندروود كذبوا علي قاموا باستخدامي ثم حاولوا اخافتي |
Geldiğimizden beri bize yalan söylediler. | Open Subtitles | كانوا يكذبون علينا من اللحظة التي وصلنا فيها هنا |
Bize yalan söylediler. Benden uzak dur. | Open Subtitles | ـ لقد كانوا يكذبون علينا ـ فقط إبتعد عني |
Arabayı satarken bana yalan söylediler Ben de alırken yalan söyleceğim. | Open Subtitles | كذبا عليّ بخصوص بيع السيارة، سأكذب عليهما بخصوص شرائها مجدداً. |
Size de yalan söylediler | Open Subtitles | وكذبوا عليكم أيضاً |
Ama...ilk fırsatta yalan söylediler... | Open Subtitles | لكن في أول فرصة سنحت لهم ليكذبوا... |
yalan söylediler. | Open Subtitles | لقد كَذبوا. |
Belki sana yalan söylediler. Belki bir geçit yok. | Open Subtitles | ،ربما كُذب عليك ربما لا يوجد مخرج |