Bizi sondajdan vazgeçirmek için her şeyi yaparım derken galiba yalan söylemiyordun. | Open Subtitles | أعتقد أنكَ لم تكن تكذب عنداما قلت أنك ستفعل شيئًا لتوقِفنا عن التنقيب |
Yani röportajında bu konuda yalan söylemiyordun. | Open Subtitles | لذا لم تكن تكذب في مقابلتك التلفزيونية |
Sen bana yalan söylemiyordun değil mi? | Open Subtitles | لم تكن تكذب عليّ أيضاً، أليس كذلك؟ |
- Bu konuda yalan söylemiyordun, değil mi? | Open Subtitles | لم تكن تكذب بهذا الشأن, هذا صحيح؟ |
Söyleyeceği şey hakkında yalan söylemiyordun. | Open Subtitles | لم تكن تكذب بشأن ما سيشهد عليه |
Demek yalan söylemiyordun. | Open Subtitles | لم تكن تكذب إذاً |
En azından sen yalan söylemiyordun. | Open Subtitles | على الأقل لم تكن تكذب. |