Eğer saç telini bulursak DNA'sını araştırabilir doğum ailesi hakkında yalan söyleyip söylemediğini görebiliriz. | Open Subtitles | إن وجدنا شعرة منه يمكننا تحليلها من أجل حمضه النووي لنرى إن كان يكذب بخصوص والديه البيولوجيان |
20 yıllık ilişkimizin sonucu olarak yalan söyleyip söylemediğini anlayabileceğime. | Open Subtitles | على أساس علاقتنا منذ 20 عاماً وقدرتي على الإقرار إن كان يكذب أو لا |
Olay şu ki, artık yalan söyleyip söylemediğini bile anlayamıyorum. | Open Subtitles | الأمر بمَ فيه، لا يُمكنني حتّى الجزم ما إذا كنت تكذب بعد الآن. |
Bana yalan söyleyip söylemediğini öğrenebilirim. | Open Subtitles | استطيع معرفة ذلك اذا كنت تكذب علي. |
Sonra medyum büyük annesinden bahsetti ve avuç içlerinde parmaklarını gezdirerek yalan söyleyip söylemediğini anlayabileceğini anlattı. | Open Subtitles | ثم أخبرتك عن جدتها الروحانية ثم أخذت يدك قائلةً أنها ستحدد ما إن كنت كنت تكذبين فقط بتمرير أصابعها حول راحة يدك ؟ |
yalan söyleyip söylemediğini görmek için. | Open Subtitles | لأرى أن كنت تكذب |
Ve olanlar konusunda yalan söyleyip söylemediğini de bilmiyorum. | Open Subtitles | ولا أعرف إن كنت تكذب بشأن ما حدث بينك وبين (أليسا) |
Sana yalan söyleyip söylemediğini soruyorum. | Open Subtitles | كلا، أنا أسأل إذا ما كنت تكذبين |
Gidip yalan söyleyip söylemediğini öğreneceğim. | Open Subtitles | سأرى إن كنت تكذبين. |