Yönetime yakın kaynaklar iddialara ne doğruluyor ne de yalanlıyor. | Open Subtitles | المصادر القريبة من الإدارة يمكنها أن تأكد أو تنكر هذه المزاعم |
DNA analizinde beklemede olan her türlü ilişkiyi yalanlıyor. | Open Subtitles | هي تنكر التورط بينما يتم القيام بتحليل الحمض النووي |
Bay Garza, Meksika'daki silah kaçakçılığının başı olduğunuzu yalanlıyor musunuz? | Open Subtitles | سيد (غارزا) أنت تنكر كونك تاجر أسلحة رائدة في 'المكسيك؟ |
Koca, aralarındaki cinsel ilişkiyi yalanlıyor. | Open Subtitles | الزوج نفى أن يكون متورطاً جنسياً معها |
- Vali Scanlon bunu yalanlıyor. - Elbette. | Open Subtitles | ـ نفى الحاكم (سكانلن) ذلك ـ بالطبع سيفعل |