ويكيبيديا

    "yalnız değil" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • ليس وحده
        
    • ليس لوحده
        
    • ليست وحيدة
        
    • ليس وحيداً
        
    • ليس بمفرده
        
    • ليس وحيدا
        
    • ليست لوحدها
        
    • ليست بمفردها
        
    • ليس الوحيد
        
    • لست لوحدي
        
    • ليس وحيد
        
    • لَيسَ لوحده
        
    • ليست الوحيدة
        
    • ليست وحدها
        
    • بالوحدة و
        
    - Thor yalnız değil. - Kırmızı nokta ortakyaşamı simgeler. Open Subtitles ثور ليس وحده بالغرفة النقطة الحمراء تشير لوجود سيمبيوت
    yalnız değil. Ona hayvan ruhunu, totemini gösterdiler. Open Subtitles . ليس لوحده ، أروه روحه الحيوانية ، طوطمه طوطم:
    O yalnız değil. Burada başka ruhlar da var. Open Subtitles إنها ليست وحيدة ، هناك أرواح أخرى في هذا المكان
    - Baban sana çarpan adamı ona arattırıyor. Yani yalnız değil. Open Subtitles جعله والدكِ يبحث عن الرجل الذي صدمكِ، لذا فهو ليس وحيداً.
    Rob, o yalnız değil. Yanında bir kız var. Onu gördüm. Open Subtitles روب هو ليس بمفرده هناك فتاه معه أنا رأيتها
    Artık yalnız değil. O seviyede düşünmüyor. Sadece yemeyi düşünüyor, o kadar. Open Subtitles إنه ليس وحيدا بعد الآن إنه يفكر فى الطعام ، هذا هو الحل
    yalnız değil, şu zenci Amerikalılarla beraber. Open Subtitles ليست لوحدها إنّها مع هؤلاء الناس من أصل إفريقي
    Teyzem şu anda yalnız değil. Open Subtitles عمتي ليست بمفردها تماماً في الوقت الحاضر.
    Ama bir şeyden emin olun, yalnız değil. Open Subtitles ولكنني أضمن لكم شيئاً إنه ليس وحده في هذا
    Kocasının kumsalda çekilmiş resimleri. Tabii, yalnız değil. Open Subtitles صور زوجها على الشاطئ , وأنه ليس وحده
    Ve artık geri döndü. Ama yalnız değil. Son bir isteğin var mı? Open Subtitles انه عاد لكن ليس لوحده هل هناك طلبات اخرى؟
    Ve, Steven da öyküsünü paylaşıyor, ama yalnız değil. TED لهذا ، ستيفن يشارك بقصته ، لكنه ليس لوحده .
    Eksik bir şey var. Işık. Ve belli ki, bu resimde yalnız değil. Open Subtitles ينقصها شيئاً ، البريق ومن الواضح انها ليست وحيدة مثل تلك
    Dudaklarım şu anda pek yalnız değil, tamam mı? Open Subtitles شفتي حالياً ليست وحيدة ، حسناً ؟
    - Gördüm. Zanlı evde ve yalnız değil. Open Subtitles نعم المشتبه به في المنزل و هو ليس وحيداً.
    Güneş sistemimiz, sekiz büyük gezegeni ile yalnız değil. Open Subtitles نظامنا الشمسي مع كواكبه الثمانية الرئيسية ليس وحيداً
    Onun yanına dahi yaklaşamayacaksın. O yalnız değil. Open Subtitles لن تقترب منه أبداً فهو ليس بمفرده
    İki kalp atışı var. yalnız değil. Open Subtitles اثنين من النبضات القلبية انه ليس بمفرده
    Ve artık geri döndü. Ama yalnız değil. Son bir isteğin var mı? Open Subtitles ولان لقد عاد ، ولكنه ليس وحيدا
    Yani aslında orada tamamen yalnız değil, değil mi? Open Subtitles حسنا , إذن ليس وحيدا هناك صحيح ؟
    Belki de yalnız değil başkaları da var Open Subtitles ربما ليست لوحدها ربما مُسدّسات أخرى مُوجّهة علينا الآن
    Ama yalnız değil, öyle değil mi? Open Subtitles إنها ليست بمفردها في هذا , أليس كذلك ؟
    Hakim Melvoy yalnız değil. Open Subtitles إذا ، القاضي ميلفوي ليس الوحيد بهذا الشئ
    yalnız değil. Open Subtitles لست لوحدي.
    Tamamen yalnız değil. Open Subtitles ليس وحيد تماماً
    yalnız değil. Open Subtitles هو لَيسَ لوحده.
    Arkadaşımın yabancı birisinin sözlerine verdiği tepki, güçlü bir tepki gibi gözükebilir fakat o yalnız değil. TED والآن، ربما هذا يبدو كرد فعل مبالغ به من صديقتي تجاه كلام صادر عن شخص غريب كلياً، ولكنها ليست الوحيدة كذلك.
    Ancak Dünya atmosferik kaçış yaşamakta yalnız değil. TED ولكن الأرض ليست وحدها من يخضع لهروب الغلاف الجوي.
    Sen daktilonun başında hiç yalnız değil misin? Open Subtitles ألا تشعرين بالوحدة و أنت جالسة إلى آلتك الكاتبة ؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد