Hemen yanı başımda duran bir kadın, asiler tarafından kaçırılan kocasının akıbetini öğrenebilmek için yalvarıyor. | Open Subtitles | حولي ، امرأة تتوسل للحصول على أخبار عن زوجها الذي اختُطف بواسطة الثوار |
Bizden ayrıldığı zaman yargıca yazdığı mektupta o mektupta bebeğimi benden ayırmayın diye. yargıca yalvarıyor, onu gönderdiğin zaman... | Open Subtitles | حسناً، فحوى الرسالة كانت أمي تتوسل .. للقاضي و تطلب منه حق الوصاية لأننيكنتُصغيراًللغايةعندماأنت.. |
Mahatma, bu yüzden bize şiddet yolunu seçmememiz için yalvarıyor. | Open Subtitles | و لهذا السبب المهاتما يتوسل الينا أن نأخذ اتجاه السلم |
Kötülüğü ile nam salmış haydut Tajomaru sana elleri ve dizleri üzerine kapanmış yalvarıyor. | Open Subtitles | قاطع الطرق سيىء السمعة تاجومارو يتوسل إليك و هو منحنى على ركبته |
Tanrılar, senden bir öpücük için yalvarıyor biliyorum sevgi biraz işaret, bir şey, ve tüm boyunca Thane oldu. | Open Subtitles | الآلهة أعرف لقد تم التسول من أجل قبلة منك، علامة صغيرة من المودة، شيء، وكان ثين على طول. |
yalvarıyor filan değilim, o yüzden, evet demek zorunda hissediyorum. | Open Subtitles | أنتَ الآن تتوسل لذلك أشعر بأنني مضطرة لقول نعم |
Küçük bir parçam içinden dışarı çıkıp oynamak için yalvarıyor. | Open Subtitles | -اخرس . ثمّة نفحة منّي داخلك تتوسل للخروج وإطلاق جماحها. |
Yukarı çıkman için yalvarıyor ve sen geri çekiliyorsun. | Open Subtitles | هي تتوسل إليك لتصعد، وأنت تمسك نفسك. |
yalvarıyor sana. Hadi sor. - Şey... | Open Subtitles | إنها تتوسل من أجل الرقصة إدعوها |
Günde 5 kez arayıp onunla çıkmam için bana yalvarıyor. | Open Subtitles | إنه يتصل بي خمس مرات يومياً يتوسل إلي لكي أخرج معه |
Bir adam bize karısını çalışmaya almamız için yalvarıyor sonra diğer adamın karısı gelip ilacı kocası için çalmamı istiyor. | Open Subtitles | السريرية التجارب في زوجته لندخل إلينا يتوسل رجل لدينا لزوجها العقار أسرق أن تريدني آخر رجل وزوجة |
Bu ne anlama geliyor şimdi? Peeta 45 dakika önce buraya gelip hayatını kurtarmam için yalvarıyor, sense daha yeni geliyorsun. | Open Subtitles | ما القول ان بيتا كان هنا منذ 45 دقيقه يتوسل لانقاذ حياتك |
Okulda yemek için kızlara yalvarıyor. | Open Subtitles | كان يتوسل البنات ليعطونه طعام وهم في الطريق للمدرسة |
Her gece burs almak için başka bir hayvana yalvarıyor. | Open Subtitles | كل ليلة هي من التسول حيوانية مختلفة مقابل المال منحة دراسية. |
Seninle zaman geçirmek için yalvarıyor bana. | Open Subtitles | لقد كانت ترجوني لقضاء المزيد من الوقت معك. |
Yunan dostlarımız bir kaç Pers askeri haklamak için yalvarıyor, efendim. | Open Subtitles | حلفاؤنا اليونانيون يستجدون لقتل القليل من الفرس مولاي جيد.. |
Çevreciler, küresel sağlık uzmanları ve hayvan hakları aktivistleri 50 yıldır insanlara daha az et tüketmeleri için yalvarıyor. | TED | لمدة 50 عامًا، وعلماء البيئة وخبراء الصحة العالمية وانصار الرفق بالحيوان يتوسلون الناس بأكل لحوم أقل. |
Ve dinozor nasılsa satılacaklar kutusuna girmiş şimdi de M.J. onu geri getirmemiz için bize yalvarıyor. | Open Subtitles | وبطريقة ما ، وقع ذلك الديناصور في الأغراض المباعة "والآن ، يتوسّل إلينا "إم جاي لنُعيده له |
Çocuğunun hayatını kurtarmak için yalvarıyor. | Open Subtitles | تتضرع لحياة طفلها |
Bir sürü ses kurtuluş için yalvarıyor. | Open Subtitles | الكثير من الاصوات تترجى لترتاح |
* Kiraz çiçekleri tanrılara yalvarıyor * | Open Subtitles | أزهار ألتمس الآلهة |
- 6 aydır ona geri dönmem için yalvarıyor. | Open Subtitles | لستة أشهر، يتوسلني حتى نعود معاً |
Yayıncım, kitabım için bir yemek düzenlemem için bana yalvarıyor. Senin restoranda imza günü yapabilirim böylece orası, sonunda dolup taşar. | Open Subtitles | كان الناشر يرجوني للقيام بحفل محلية لأجل كتابي، يمكنني التوقيع على الكتاب في مطعمك |
Dünya dizlerinin üstünde grup seksteki çirkin kız gibi yol gösterilmesi için yalvarıyor. | Open Subtitles | العالم راكعاً، يتضرعون للنصح مثل الفتاة العاهرة أمام العصبة. |
Cicero en yakın zamanda dönmemiz ve Cumhuriyet'i kurtarmamız için yalvarıyor. | Open Subtitles | . سيسرو" يستنجد بنا للعودة بأسرع ما يمكن" . و يستجدانا لكى نحمى الجمهورية |
Sanki onu yakalamamız için yalvarıyor. | Open Subtitles | هو تقريبا مثل هو يستجدانا لتفتيش عنه. |