Hayatını 5 dolarlık bağış için yalvararak ve bürokratlarla tartışarak geçirdiğinde sonra bana gelip 'bunları bırakıp kırık kemikleri onarmalıyız ve kafadaki ölümcül illeti yok etmeliyiz' diyebilirsin. | Open Subtitles | عندما تقضين حياتك في النقاش مع البيروقراطيين وتركعين على ركبتيك متوسلة |
Sonra, onu bağışlamam için yalvararak canına kıydı. | Open Subtitles | هي قامت بالانتحار متوسلة الي بالمغفرة |
Buraya yalvararak, beş parasız geldin. | Open Subtitles | تأتين هنا متألمة متوسلة |
Milyonlarca yılı o kafeste geçirdim yalnız ve korkarak, umarak ölmek için yalvararak! | Open Subtitles | قضيت ملايين السنين و أنا أتعفن في ذلك القفص وحيدة .. و خائفة, أتمنى |
Milyonlarca yılı o kafeste geçirdim yalnız ve korkarak, umarak ölmek için yalvararak! | Open Subtitles | قضيت ملايين السنين و أنا أتعفن في ذلك القفص وحيدة .. و خائفة, أتمنى |
yalvararak, dava açarak ya da tehdit ederek! | Open Subtitles | سواء عن طريق التسول أو التوسل أو عن طريق إبتزازهم |
Yani bana yapmamam için yalvararak resmen yapmam için yalvardın. | Open Subtitles | أعنَّي أنَّك حرفياً توسلت إليَّ لأفعل فعلتي التي فعلتها عن طريق التوسل إلي بأن لا أفعلها |
Diz çöküp yalvararak değil. | Open Subtitles | وليس متوسلة علي ركبتيّ |
Ve sürekli yalvararak kendime olan saygımın kalanını da yitirdim. | Open Subtitles | لكنني فقدت احترامي لنفسي بسبب التوسل المستمر |
yalvararak kurtulmaya mı çalışıyorsun? | Open Subtitles | هل تحاولين التوسل للخروج من هذا الموقف ؟ |