Artık insanlar kendi sıkıcı, küçük cinayetlerini, inanılmaz derecede embesil olan Emniyet Teşkilatını yanıltmak için hayalet işi gibi gösteriyor. | Open Subtitles | ويموه الناس جرائمهم المملة وكأنه من عمل شبح للتشويش على شرطة (سكوتلاند يارد) |
Artık insanlar kendi sıkıcı, küçük cinayetlerini, inanılmaz derecede embesil olan Emniyet Teşkilatını yanıltmak için hayalet işi gibi gösteriyor. | Open Subtitles | ويموه الناس جرائمهم المملة وكأنه من عمل شبح للتشويش على شرطة (سكوتلاند يارد) |
Ön cepheye bizi yanıltmak için yerleştirilmiş olabilirler. | Open Subtitles | لربما قد تم غرسهم في خطوط الجبهة لتضليلنا |
- Eğer eşekarısı yanıltmak için konduysa, bunu başaramaması gibi bir risk de yok muydu? | Open Subtitles | اذا كان الزنبور قد وُضع لتضليلنا ألم تكن هناك خطورة من أن يفشل بذلك ؟ |
Film! Bunu kasten yanıltmak için yapmışlar. | Open Subtitles | هذا يبدو أنه مضلل عمداً |
İstihbarat teşkilatlarını yanıltmak için tuzaklar kuruldu. | Open Subtitles | الأفخاخ deSlgned للتضليل الإستخبارات agencles. |
Bizi yanıltmak için bir akıl hastasının işi gibi gösterilmiş olabilir. | Open Subtitles | قد تكون خدعة لجعلها تبدو عملا من معتوه لتضليلنا. |
Bunu kasten yanıltmak için yapmışlar. | Open Subtitles | هذا يبدو أنه مضلل عمداً |
Şükran Günü, tören geçidi, davanın tarihini değiştirmek yanıltmak için Lester'ı kullanmak, bana yalan söylemek. | Open Subtitles | عيد الشكر, المهرجان تغيير تاريخ المحكمة إستخدام (ليستر) للتضليل الكذب عليّ |