Acı masada kalma riskinin yanında hiçbir şey. | Open Subtitles | و هو أمر لا يقارن بم ستواجهه على الطاولة |
Demeye çalıştığım, bu hiçbir şeydi. Oğluma veda etmenin zorluğu yanında hiçbir şey. | Open Subtitles | ما أحاول قوله أنّه كان لا يقارن بتوديع ابني |
Harika zaman tutuyorsun, ama o az evvel kapıyı açık bıraktığı için ettiğimiz kavganın yanında hiçbir şey. | Open Subtitles | تحفظين الوقت جيّداً، لكن هذا لا يقارن بالشجار حول تركه الباب مفتوحاً. |
Benimkinin yanında hiçbir şey ama muhtemelen birkaç gün dinlensen iyi olur. | Open Subtitles | لا يقارن بما مررت به، ولكن... يستحسن أن ترتاح ليومين |
Soğuk algınlığı, Hugo'nun her gün yaşadıklarının yanında hiçbir şeydir diye düşünürdüm. | Open Subtitles | البرد لا يقارن عندما تفكر بما يقاصيه (هيوغو) كلّ يوم |
Soğuk algınlığı, Hugo'nun her gün yaşadıklarının yanında hiçbir şeydir diye düşünürdüm. | Open Subtitles | البرد لا يقارن عندما تفكر بما يقاصيه (هيوغو) كلّ يوم |
Evet. Bu, benim Jane'ye yaptığımın yanında hiçbir şey. | Open Subtitles | و هذا لا يقارن بما أعطيتُه لـ (جاين). |
- Evet, Percy senin yanında hiçbir şey. | Open Subtitles | أجل، (بيرسي) لا يقارن بك أبدا |