Ve eğer sen olmasaydın, tüm her şey dumanı tüten bir yanardağa dönerdi. | Open Subtitles | وإذا لم تقومي بذلك كل هذا سيكون على فوهة البركان |
Şimdi bana sadece, yanardağa gidip tanrıların yiyeceği birisi lazım. | Open Subtitles | الآن كل ما أحتاجه هو شخص يحب أن يُلقى فى البركان و يؤكل من قبل الآلهة |
O yanardağa düşersem ne kadar trajik olur diye düşünüyordum. | Open Subtitles | كيف سيكون مأساوي لو أننا سقطنا في ذلك البركان |
Bu sarp kayalıkta, solumdaki sönmüş yanardağa doğru bakıyorum. | TED | وأنا على شفير الهاوية نظرت إلى الأسفل إلى بركان ميت إلى يساري. |
Orada gerçekten yanardağa tırmanabileceğini biliyor muydun? | Open Subtitles | تعلَم أنكَ يُمكنكَ حقاً تسلُّق بركان ما هناك؟ |
Bir yanardağa doğru yol alıyorum. | Open Subtitles | -أنا في طريقي لبركان ؟ - ما هذا ... ؟ |
1908'de adamları, bu aktif yanardağa tırmanan ilk insanlar oldular. | Open Subtitles | في عام 1908، بات رجاله أول من يتسلق هذا البركان النشيط |
Ejderha kafasını bıraktı! yanardağa doğru düşüyor! Şu an paraşütlerini açmak zorundalar! | Open Subtitles | قد ترك رأس التنين إنها تسقط نحو البركان لقد تأخروا كثيرا على فتح مظلاتهم كنهم ما زالوا يسقطون أنت تشبه النسر بدون أجنحة |
Bu kadar iyi ıslık çalmasaydım, o yanardağa atlardım. | Open Subtitles | كنت لأقفز مباشرة فى هذا البركان... لو لم أكن بارعاً للغاية فى الصفير |
Hafta sonunda da yanardağa tırmanacağız. | Open Subtitles | وفي نهاية الأسبوع سنذهب إلى قمة البركان |
İkincisi, en büyük manyetik kristalleri yanardağa taşıyın. | Open Subtitles | الخطوة 2 وضع بلورات أكبر داخل البركان. |
- Bir yanardağa benziyor. - Pekala. | Open Subtitles | يبدو مثل البركان حسنا |
- Bir yanardağa benziyor. - Pekala. | Open Subtitles | يبدو مثل البركان حسنا |
Joe Banks, Tom Hanks. Joe yanardağa Karşı. | Open Subtitles | (جو بانكس)، (طوم هانكس)، (جو) ضد "البركان". |
Üç film boyunca sadece lanet olası bir yanardağa doğru yürüyen insanlar. | Open Subtitles | ثلاث أفلام لأشخاص يسيرون فى اتجاه بركان لعين |
Şimdi de su yaratmak için yanardağa bir zürafa atmak çılgınlık oldu! | Open Subtitles | فجأة أصبح إلقاء زرافة فى بركان لجلب الماء جنوناً |
Konuşmuştuk hatta çikolata fışkırtan yanardağa doğru at sürüyorduk. | Open Subtitles | ، لقد تحدثنا بشأن هذا ، عندما كنّا على صهوة الحصان بجانب بركان الشوكولاته؟ |
Dünyayı görmeli ve bir yanardağa atılmalıyım. | Open Subtitles | واحتاج أن أرى العالم وأن القى في بركان -هذا هو قدري |
Bir yanardağa bile gidebilir. | Open Subtitles | قد يهوي لبركان |