Hayatımın yankıları asla seninle ilgili bir gerçeği bulunduramaz. | Open Subtitles | إن أصداء حياتي كلها لا يمكنها أن تدرك حقيقة كاملة عنك |
Sesler orada olan kişilerin yankıları sadece. | Open Subtitles | انها مجرد أصداء لما كان عليه هؤلا الناس من قبل |
Biz "Başardık" sınıfının mezun olmakta olan öğrencileriyiz, "Lakaplar beni asla incitemez" diye bağıran sesin sönen yankıları değil. | TED | نحن خريجي صف "لقد فعلناها"، لا أصداء أصوات متلاشية تبكي، "الأسماء التهكمية لن تؤذيني أبدا." |
Bu konuda yapabileceğimiz bir şey yok. yankıları takip ederek dolaşamayız bu ormanda. | Open Subtitles | ليس بيدنا ما نفعله على أي حال لا يمكننا الركض في الغابة لمطاردة صدى الصوت |
Ama bu mahkeme salonunda olanların yankıları gelecekte daha iyi anlaşılacak. | Open Subtitles | و لكن أى تداعيات عميقة عما حدث فى قاعة المحكمة هذه سوف يعرف فقط للمستقبل |
Belki deja vu orada burada, bir anlamda ama çoğu insan gibi, sadece dalgınlık olarak onu geçecek ve , kalan bazı uzak yankıları olabilir hareket. | Open Subtitles | ربما يكون هناك بعض الأصداء البعيدة أو الشعور بمشهد مألوف فى بعض الأحيان لكن كمعظم الناس ستبررون هذا بأن لديكم حالة من التشوش العقلى و ستواصلون حياتكم |
Ve diğerleri geçmişin yankıları gibi, bugün de uçmayı sürdürüyor. | TED | وغيرهم يطير اليوم مثل أصداء الماضي. |
Yaptığı büyük keşfin yankıları bugün bile hala sürmektedir. | Open Subtitles | و أصداء إكتشافه الهام لا زالت مُدوية |
Kendi ülkemin saldırılarının yankıları zayıf insanları alt etme arzusu bana utanç veriyor. | Open Subtitles | أصداء الإعتداءاتِ بلادِي الخاصةِ... الإرادة لقَهْر الناس الأضعف... تجلب العار على. |
Islak sokaklardan gürültü insan sesleri ve kayıp müziğin yankıları geliyor. | Open Subtitles | من الطرقات الرطبة تتواصل الأصوات، أصوات... أصداء الموسيقى المفقودة. |
Gardez'in yankıları her yerdeydi. Bir çok detay tekrarlanıp duruyordu. | Open Subtitles | أصداء "غارداز" كانت بكل مكان، الكثير من التفاصيل التي تكرر نفسها. |
Elbette var. Geçmişin yankıları her yerde. | Open Subtitles | بالتأكد هناك، أصداء الماضي في كل مكان |
Daima yankıları olur. | Open Subtitles | {\pos(190,230)}.هناك أصداء دومًا |
yankıları duymuşsunuzdur! | Open Subtitles | لقد سمعت أصداء |
yankıları Ziva takımının diğer üyeleri tarafından, saklandıkları yerde hissedilecek. | Open Subtitles | (صدى ذلك سيكون خسارى راحة فريق (زيفا أينما كانو يختبئون |
Bunun yankıları uzun süre Amerika'nın gündeminde yankılanacak. | Open Subtitles | سوف يبقى صدى الإنفجار في |
Papa, Devlet Sekreteri'ni ciddi yankıları olmadan... azledebileceğini sanıyorsa eğer,.. | Open Subtitles | ولكن إذا كان يعتقد البابا أنّه يستطيع أن يعزل أمين الدولة دون تداعيات خطيرة، لابدّ من حدوثها |
Aç değilim. yankıları olacağını biliyorduk. | Open Subtitles | _ كنا نعرف أنه سيكون هناك تداعيات. |
Benim sezeceğimi umuyordu yankıları, o şeyin parmak izlerini. | Open Subtitles | .كانيأملأني . .الأحساسبـ . الأصداء, |