Sen... Sadece geçen sefer yanlış yola saptın o kadar. | Open Subtitles | الآن أنتِ ذهبتِ إلى الطريق الخطأ المرة السابقة هذا كل شيء |
Biliyorum ama o bir yetişkin Clark insanlar bazen kendi hatalarını yapmalılar yanlış yola saptıklarını fark etmeden önce. | Open Subtitles | أعرف لكنه راشد كلارك والناس يجب أن يقوموا بأخطائهم أحيانا قبل أن يدركوا أنهم شقوا الطريق الخطأ |
Size zaman lâzım, onları yanlış yola yönlendireceğim. En iyi fikir bu. | Open Subtitles | سأدلهم على الطريق الخاطئ فكرة رائعة، أمضي، أمضي |
Şimdi, gözlemin ne denli ilginç olsa da, bizi sadece yanlış yola sevkediyor. | Open Subtitles | المثير من دقة ملاحظتك أنه يقودنا لضلال تام |
yanlış yola tek bir dönüş yaparsın ve sonra o dönüş yüzünden diğer tüm dönüşler yanlış olur. | Open Subtitles | تأخذ منعطفاً خاطئاً وحيداً، وبسببه... كل المنعطفات بعده صارت خاطئة |
Hayır, dışarı çıkarmaya çalışırken yanlış yola saptım. | Open Subtitles | كلا, لقد سلكت المسار الخاطئ في محاولتي لاخراجها. |
Siz dediniz bu tarafa git diye. yanlış yola döndürdünüz beni. | Open Subtitles | لقد قلتِ لن أن آتي من هنا ذهبت مع الطريق الخطأ تماماً |
Sessiz yürümek istiyorsan tamam anlarım ama yanlış yola gidiyorsun. | Open Subtitles | إن أردت السير صامتًا، فلا بأس، لكنّك ذاهب من الطريق الخطأ. |
yanlış yola sapmış olmalıyız. | Open Subtitles | كما تعلم، نحن.. نحن دخلنا في الطريق الخطأ. |
Kayboldum. Bisikletle geleyim dedim ama yanlış yola girmişim. | Open Subtitles | لقد ضِعت , لقد إعتقدتُ .بأنني أخذتُ دورة لكنني سلِكت الطريق الخطأ |
Biliyorsun, sakın bunu yanlış yola götürme ama sizin herhangi bir hilenize katılmak isteyeceğimi sanmıyorum. | Open Subtitles | اتعرف؟ لاتاخذ هذا الطريق الخاطئ لكن أنا لا أعتقد انى أُريد التدخل فى اى من حيلك |
Bir Hindistan cevizi parçası yanlış yola girdi. | Open Subtitles | أي قطعة جوزةِ الهند هَبطتْ الطريق الخاطئ. |
Şoför yanlış yola saptı. | Open Subtitles | في هذه اللحظه قام السائق باتخاذ الطريق الخاطئ |
Aptalca kibrim beni yanlış yola sürükledi. | Open Subtitles | الغرور الغبي قادني لضلال. |
yanlış yola tek bir dönüş yaparsın ve sonra o dönüş yüzünden diğer tüm dönüşler yanlış olur. | Open Subtitles | تأخذ منعطفاً خاطئاً وحيداً، وبسببه... كل المنعطفات بعده صارت خاطئة |
Sen ve senin yanlış yola sapmış takım arkadaşına mı güvenelim? | Open Subtitles | نثق بكم ؟ وإيمانكم الخاطئ في زميلكم السابق ؟ |
Bazen yanlış yola sapabilirsiniz ve kendinizi hayal edilebilinecek en berbat yolda tekerlekleriniz dönerken sonu uçurumla bitmesin diye dua ederken bulabilirsiniz. | Open Subtitles | احيانا يمكن ان تأخذ منعطف خاطئ وتجِدُ نفسك على أكثر طرق السيئه التي لايمكن تخيلها تزيد من سرعتك |
İnançlı ama feci şekilde yanlış yola sapmış bir adam. | Open Subtitles | رجل بقناعة كبيرة لكن مضلل بشكل مأساوي |
Sana buraya kadar güvendik. Bizi yanlış yola sürüklemedin. | Open Subtitles | لقد وثقنا فيك إلى أبعد الحدود وأنت لم تخطأ أبدا |
Böylece onu öldürerek, bizi öteki yanlış yola ittin. | Open Subtitles | لهذا قتلته لتدفعنا ابعد في الطريق الخاطىء |
Eğer Samaritan sıcak çikolata ve elma suyu sevmiyorsa yanlış yola saptık demektir. | Open Subtitles | ما لمْ يكن (السامري) يعشق الشوكولاته الساخنة أو عصير التفاح، فلابد أنّنا سلكنا المُنعطف الخاطئ. |
Eğer Karashi-san,yeniden yanlış yola giderse, bu yumrukla onu cezalandıracağım! | Open Subtitles | إذا تاه كاراشي ثانية، في حينها أنا سأعاقبه بهذه القبضة! |