Çocukların, ebeveynlerinin yanlışlarını düzelttiği teorisine inanıyorsun, görüyorum. | Open Subtitles | أرى أنك تؤمن بالنظرية الشاملة عن أن الأطفال يحاولون تصحيح أخطاء والديهم |
Dünyanın yanlışlarını düzeltmeyi bırakın yoksa onlara bir tane daha ekleyeceğinize eminim. | Open Subtitles | ابدأي في تصحيح أخطاء العالم، وبالتأكيد سينتهي بكِ المطاف إلى إضافة أخطاء إليها. |
Aşık olduğun adam değilim. Babamın yanlışlarını düzeltmek için kostüm giydim. | Open Subtitles | لستُ الرجل الذي أُغرمت به، اعتمرت القلنسوة لتصحيح أخطاء أبي |
Babam ben hayatta kalayım diye kendini feda etti yanlışlarını düzeltebileyim diye. | Open Subtitles | أبي ضحّى بحياته لأنجو كيّما أصحح أخطاءه. |
Bütün bunlara babam için başladım. yanlışlarını düzeltmek için. | Open Subtitles | بدأت كلّ هذا بسبب أبي، لتصحيح أخطاءه. |
Herkesin yanlışlarını ödeme vakti geldi. | Open Subtitles | إنه وقت دفع كل واحد ثمن أخطائه |
Beyrut-Paris uçuşu Kuzey Güney gerilimini, Fransa'nın yanlışlarını batıya karşı bakteriyolojik tehdidi simgeliyor. | Open Subtitles | طيران " بيروت - باريس " يُمثل " توترات الشمال والجنوب، أخطاء " فرنسا والتهديد البكتريولوجي إلى الغرب |
Ama sen babamın yanlışlarını düzeltmeye çalıştığımı söyledin. | Open Subtitles | لكنك تقول أنني أحاول تصحيح أخطاء والدي |
Babamın yanlışlarını düzelttim. | Open Subtitles | لقد قمت بتصحيح أخطاء والدي |
Senden, onun yanlışlarını düzeltmeni istediğini söylemiştin. | Open Subtitles | أخبرتني أنه أرادك أن تصحح أخطاءه. |