ben nesnelerin gerçekte ne olduğunu gösteriyorum, nelerden yapıldığı. | TED | وانا اظهر الامور كما هي .. ومما هي مصنوعة |
Ve doğal maddelerden yapıldığı için, yüzde yüz gübrelenebilir kendi arka bahçenizde. | TED | ولأنها مصنوعة من المواد الطبيعية، فهي تتحوّل بالكامل إلى سماد في الفناء الخلفي لديك. |
Filmin yapıldığı yıllarda film dekorları için çok sık kullanılmayan reçineden yapılmıştı. | TED | كان مصنوعاً من الراتنج، الذي كان مادة شائعة لدعامات الأفلام في الوقت الذي صُنع فيه الفلم. |
Ve Ravan'ın arabasından yapıldığı söylenir. | Open Subtitles | ..يقولون بأن الذهب الذي صنعت منه كان من تاج رافان |
Kanında Yıldız Geçidi'nin yapıldığı elementten izler var. | Open Subtitles | هناك أثر للمادة المصنوعة منها ستارغيت في دمها |
Sosislerin, insan etinden yapıldığı bir zamandı. | Open Subtitles | فقد جاءت فترات كانت النقانق تُصنع فيها من لحم البشر |
Bu yüzden aslında 'kir' hatıralarımızın yapıldığı materyaldir. | Open Subtitles | وفي الحقيقة القذارة مادة جميع ذكرياتنا مصنوعة منها |
Ve lavaboda kalan tek tabağın çikolatadan yapıldığı. | Open Subtitles | والصّحون المتسّخة المتبقيّة كلّها مصنوعة من الشكولاتة. |
Doğru yapıldığı takdirde pornografiye karşı değilim. | Open Subtitles | ليس لدي شيء ضد الأفلام الإباحية, عمدما تكون مصنوعة بشكل جيد. |
Cüce yıldızın molekül içi sıkılaşmasını taklit eden bir alaşımdan yapıldığı için küçülebiliyor. | Open Subtitles | والتي تتقلص لكونها مصنوعة من خليط معادن والتي تحاكي الضغط الذري الداخلي ''للنجم القزم وتطلق جزيئات ''ألفا |
Ve bunlar plastikten yapıldığı için çevreyi koruyor. | Open Subtitles | وكما تعرفون، إنها مفيدة للبيئة ! لأنها مصنوعة من البلاستيك |
Trafik konilerinin ve tekne koruyucularının yapıldığı... maddeden yapılmış. | Open Subtitles | مصنوعة من نفس مواد الاقماع المرورية |
Giydiğin bu tişörtün neden yapıldığı belli değil? | Open Subtitles | وممَّا صُنع هذا القميص ؟ |
Gerçek, maskenin yapıldığı yerde saklı. | Open Subtitles | "تكمن الحقيقة حيث صُنع القناع" |
Evet. "Gerçek, maskenin yapıldığı yerde yatıyor." | Open Subtitles | أجل، "تكمن الحقيقة حيث صُنع القناع." |
Yani muhtemelen bombanın yapıldığı binadan geliyor. | Open Subtitles | أتت من المبنى الذي صنعت فيه القنبلة |
Büyünün yapıldığı yere dönmeliyiz. | Open Subtitles | يجب علينا العودة للمكان الذي صنعت فيه |
Bütün kurbanlarda aynı bıçağı kullandı, bıçağın yapıldığı metalle eldiveninki aynı. | Open Subtitles | عندما قتلت كل هؤلاء الناس كانت دائماً تستخدم السكين المصنوعة من ذات معدن القفاز |
Rüyaların yapıldığı madde bu işte. | Open Subtitles | كلاّ، هذه هي الأشياء المصنوعة منها الأحلام. |
Villanın yapıldığı zamanlarda kullanılan renkleri getirdim. | Open Subtitles | أحضرت لكِ أكثر واحدة موثوق بها، ومنها تُصنع قصور المالكين |
Kalanlar ise, daha çok geleneksel geri dönüşümü andıran ve işlemin ilk aşamasının yapıldığı bölüme alınır. | TED | وبعد ذلك يدخل البلاستيك في أول جزء من عمليتنا والتي تشبه عملية إعادة التدوير التقليدية |
Her şeyin yapıldığı taşın üstünde | Open Subtitles | فوق الحجر حيث بنى كل شىء. |
Çok, çok derinlerde. Hayallerin yapıldığı yerde. | Open Subtitles | عميق، عُميق، عُميق في المكانِ حيث تصنع الأحلامِ |