Bu tür toprak yapısında oluşan subatanlar ilk genişlemeden sonra büyümeye devam ederler. | Open Subtitles | الحفر البالوعيّة في هذا النوع من بنية التربة سيُواصل الإزدياد بعد الإتساع المبدئي. |
İnsan vücudu hareket etmek üzere tasarlanmıştır ve bunun delillerini vücudumuzun yapısında görebilirsiniz. | TED | بني جسم الإنسان من أجل أن يتحرك ويمكنك مشاهدة أدلة هذه الحقيقة من خلال بنية الجسم البشري |
Ve diğeri elbette, doğum kontrol hapı, basit bir şekilde, toplumun yapısında, kadının rolünü değiştirip onlara üreme seçimi yapabilmeleri konusunda imkan sağlayarak toplumun yapısını tamamen değiştirmiştir. | TED | والثاني هو ، بطبيعة الحال، حبة منع الحمل، التي، بأسلوبٍ بسيطٍ للغاية، غيرت بنية المجتمع بصفةٍ جذرية بتغيرها دورالمرأة فيه بمنحها إياهن إمكانية الإختيار في المسائل التناسلية. |
Aynı iskelet yapısında birçok insan olmalı. | Open Subtitles | لا شك بأنه يوجد تشابه في بناء الهيكل العظمي لدى العديد من الأشخاص |
Kuzey'in siyasi yapısında değişiklik olmasını istemeniz iki Kore'nin birleşmesini istemeyenler açısından büyük ihtimalle kötü bir senaryo olur. | Open Subtitles | رغبتك في التوحيد تغير في الهيكل السياسي لكوريا الشمالية وبالنسبة لأولئك الذين لا يريدون إتحاد شبه الجزيرة الكورية فإنه على الأرجح |
Ama aynı zamanda, ...paralimbic yapısında ciddi işlevsizlik, ...ahlaki olarak kısıtlı... | Open Subtitles | ، لكن في نفس الوقت ، تسبب ضعف في تركيب البراليمبك .. ممّا يشير إلى مستوى من ضبط النفس الأخلاقيّة و |
Bak. İlle de bileceksen; gerçekliğin yapısında bir deliğin izini arıyordum. | Open Subtitles | لو كان يجب أن تعرف، فقد كنت أتعقب فجوة في نسيج الواقع |
Gerçekliğin yapısında bir delik bıraktı. Siz de şöyle düşündünüz: | Open Subtitles | لقد أحدثت فجوة في بنية الواقع وماذا تفعلون ؟ |
Sadece ışınlanma için değil, boyutsal sıçrama için de kullanılıyor. Uzayın yapısında bir delik açıyor. | Open Subtitles | إنه ليس مجرد ناقل فضائي إنها قفزة بعدية، إنها تمزق ثقبا في بنية الفضاء |
Fakat Planck ölçeğindeki uzay zaman yapısında herhangi değişim farklı enerjideki fotonları farklı şekilde etkiliyor. | Open Subtitles | لكن أي تشوهات في بنية الزمكان على مقياس بلانك ستؤثر على الفوتونات بمختلف الطاقات في مختلف الإتجاهات |
Gençlik sırasında beynin yapısında ve işleyişinde önemli değişiklikler olur. Özellikle otokontrol, karar verme, duygu işlenmesi ve ayarı, ödül ve riske duyarlılık gibi şeylerde mühim bir rolü olan prefrontal korteks ve limbik sistemde. Tümü bir polis sorgulaması gibi baskıcı bir durumda nasıl çalışacağını etkiler. | TED | لذا تحدث تغييرات هامة في بنية ووظيفة الدماغ أثناء المراهقة، خاصة في قشرة الفص الجبهي والجهاز الحوفي، وهذه هي المناطق المسؤولة عن أشياء مثل ضبط النفس، واتخاذ القرارات، ومعالجة وضبط الإنفعالات، والحساسية تجاه المكافآت والمخاطر، والتي تحدد جميعها كيفية الأداء تحت الضغط، مثل استجواب الشرطة. |
Şunu diyebiliriz ki; içsel süreçler ve güneş ışığı ile havadaki, sudaki, besinlerimizdeki toksinler gibi çevrelerle etkileşimler vücudun hücre ve moleküllerinin yapısında ve fonksiyonlarında değişikliklere sebep olduğunda yaşlanma gerçekleşir. | TED | يمكننا القول أن الشيخوخة تحصل عندما تتسبب العمليات الأساسية والتفاعلات مع البيئة المحيطة مثل ضوء الشمس، ووجود السموم في الهواء والماء ونظامنا الغذائي، في حدوث تغيرات في بنية ووظيفة جزيئات وخلايا أجسامنا. |
Beyinciğin yapısında doğuştan gelen bir kusur, evet. | Open Subtitles | تشوه خلقي في بنية المخيخ، أجل |
Davalardan topladığım örnekler, anneninki de dâhil, L2 kapsitlerinin, DNA'nın temel yapısında değişiklikler hedeflediğini gösteriyor. | Open Subtitles | العينات التي جمعتها من القضايا بما فيها قضية امك تشير الي تحور L2 وتستهدف التغيرات في الهيكل الاساسي للحمض النووي |
Laboratuar, Robert Dahle'ın evinden alınan damlaların moleküler yapısında farklı bir unsur buldu. | Open Subtitles | عثر المُختبر على عُنصر مُميز في الهيكل الجُزيئي للقطرات (مأخوذة من شقة (روبرت دالي |
Vücudumuz, bir gecelik gürültüye maruz kaldıktan sonra katılaşan kan damarlarımızın yapısında ve kanımızın bileşiminde değişikliklere yol açan adrenalin ve kortizol gibi stres hormonları salgılar. | TED | تفرز أجسامنا هرمونات التوتر مثل الأدرينالين والكورتيزول التي تؤدي إلى تغييرات في تركيب دمائنا وفي هيكل الأوعية الدموية لدينا، والتي أثبتت أنها تكون أكثر صلابة بعد ليلة واحدة من تعرضها للضوضاء. |
Toprak, yapısında kristalin var. | Open Subtitles | التربة، ثمّة تركيب بلوريّ فيها |
Bu başkalaşım prolitin fiziksel ve kimyasal yapısında değişime neden olur. | Open Subtitles | هذا التحول بسبب الفيزيائية و / أو الكيميائية في تركيب بروتوليتيكا الأصلي |
Evrenin yapısında MRD'nin gücünü kullanarak bir yırtık yaratacağım. | Open Subtitles | هذه الدمعة التي سأقوم بإنشاءها في نسيج الكون (مدعوم من قبل (أم.أر.دي |