Bilmek istedikleri şey şuydu: Bu insanlar anatomik ve yapısal olarak bizimkinden farklı beyinlere mi sahiplerdi? | TED | أرادوا أن يعرفوا هل يمتلكون هؤلاء الأشخاص عقول مختلفة هيكلياً وتشريحياً عما يمتلكه بقيتنا؟ |
Canlı ve yapısal olarak kullanışlı bir kemik az sonra elinde olacak. | Open Subtitles | وسيكون معي عظمة قابلة للحياة سليمة هيكلياً قادمة إليكِ |
Görecek pek bir şey yok ama yapısal olarak sağlam. | Open Subtitles | ليس هناك الكثير لنرى, ولكن يبدو سليما من الناحية الهيكلية. |
Hayır, yukarıdaki odalar yapısal olarak elverişli değil. | Open Subtitles | لا. الطوابق العليا لم تعد سليمة من الناحية الهيكلية |
Zaman ayrımcılığını tecrübeliyoruz, ve bize şunu söylüyor; sadece yapısal olarak değil, ayrıca kişisel olarak, kaybedilmiş keyif anlarında, kaybedilmiş bağ anlarında, sevenlerle geçirilecek kaybedilmiş kaliteli zamanda ve kaybedilmiş sağlıklı yaşam yılları. | TED | نحن نعاني من العنصرية ’الوقتية‘ كما يقول لنا، ليس بشكل هيكلي فقط، ولكن بشكل شخصي أيضًا: من خلال خسران لحظات الفرح، خسران لحظات التواصل، خسران في نوعية الوقت الذي نمضيه مع أحبائنا وخسران أعوام من الحياة ذات النوعية السليمة. |
Onları kuruttuk ve yapısal olarak sabitledik. | Open Subtitles | نحن نجففهم ونعيد استقرارهم هيكلياً |
Bize neyin güvenli, yapısal olarak neyin sağlam olduğunu söylüyorlar, hepsi bu. | Open Subtitles | يخبروننا بما هو آمن وسليم هيكلياً |
- yapısal olarak. - yapısal olarak. | Open Subtitles | هيكلياً هيكلياً |
Evet. yapısal olarak. | Open Subtitles | هيكلياً |