Ben de bir binayı yıkarken planları gözden geçirirken, yapıyı incelerken taslaklar çizerken ve patlayıcıları yerleştirirken aynısını düşünüyorum. | Open Subtitles | هذا ما أشعر به عندما أهدم مبنى أدرس الخرائط والمخطوطات ، أتفحص البنية أرسم خطط الهدم ، ازرع الذخائر |
Alttaki iskelet yapıyı yenisiyle değiştirebiliyoruz, ancak yüz derisini değiştirmede hala yeterince iyi değiliz. | TED | يمكننا استبدال البنية الأساسية الهيكل العظمي، لكن لا نزال غير جيدين في استبدال بشرة الوجه. |
Artık bu yapıyı ilginç şekillerde kurcalayabiliriz. | TED | و الآن نستطيع آن نبدا ببحث البنية بطرق مثيرة للاهتمام. |
Bir sonraki yapmamız gereken şey, tüm yapıyı kontrol etmek ve düzenlemek. | TED | الشيء التالي الذي يتعين علينا القيام به، هو مراقبة وتنظيم الهيكل بأكمله. |
Bu yapıyı çevreleyen diğer birkaç organ hep birlikte boşaltım sistemini oluşturur. | TED | ويحيط بهذا الهيكل عدة أعضاء أخرى والتي تشكلُ معاً الجهاز البولي بالكامل. |
Sizden hücrelerinizi alabilir, yapıyı oluşturabilir, size geri nakledebiliriz, reddedilmezler. | TED | نأخذ منك الخلايا نصنع التركيب المراد, نضعها في الجسم مرة اخرى و لن يتم رفضها |
Ve ayrıca daha etkin bir yapı yapabileceğimizi ve bu yapıyı yaparken uygun maliyetli bir metodla yapabileceğimizi keşfettik. | TED | ووجدنا أيضا أننا يمكن أن نعمل هيكل أكثر كفاءة ويكون فعال من حيث تكلفة صنع هيكل للقيام بذلك. |
Ama daha şiirsel olarak, yapıyı Mall'un demokratik havasını solumak, onu kendine getirmek olarak düşünmeyi seviyoruz. | TED | ولكن بشكل أكثر شاعرية، يحلو لنا أن نفكر في البنية على أنها استنشاق لهواء ديموقراطية المول، تحضره لذاته. |
Paris biraraya gelmiş bu küçük köylerin bir dizisiydi ve bu yapıyı bugun hala görebilirsiniz. | TED | باريس كانت سلسلة من القرى الصغيرة التي جاءت معاً ، وما زلتم ترون تلك البنية اليوم. |
İkinci olarak, Çin siyasi yapıyı değiştirmeden gerçek anlamıyla gelir eşitsizliğini iyileştirebilmiştir. | TED | ثانيا , تمكنت الصين من تحسين عدم المساواة في الدخل بطريقة هادفة بدون تغير البنية السياسية |
Ama boşlukları görüyorsunuz, karmaşık yapıyı görüyorsunuz ve diyorsunuz ki: Pekala, bu nasıl oldu? | TED | ولكنكم سترون الفراغات، يمكنكم رؤية البنية المعقدة وستقولون، حسنا، كيف حدث هذا؟ |
Ancak o zaman altyapıyı, idari ve finansal yapıyı kurduk. | TED | وعندئذ فقط أنشأنا البنية التحتية والإدارية والمالية. |
Yani, bu bir açıdan yapıyı hesaplama olarak düşünme ve bilgi şeklindeki yapı bu gibi başka şeylere yönlendiriyor. | TED | إذن، هذا النوع من التفكير حول البنية كحساب والبنية كمعلومة يقود إلى أشياء أخرى، مثل هذه. |
Tıpkı bir sütunun çökmesinin tüm yapıyı tehlikeye sokması gibi. | Open Subtitles | مثل إنهيار أحد أعمدة المنزل، سوف يؤثر على الهيكل كله. |
Tıpkı bir sütunun çökmesinin tüm yapıyı tehlikeye sokması gibi. | Open Subtitles | مثل إنهيار أحد أعمدة المنزل، سوف يؤثر على الهيكل كله. |
Daha sonra bunu fırın benzeri bir cihaza yerleştiriyoruz, ve böylelikle bu yapıyı yaratmamız mümkün oluyor. | TED | ثم ندخلها في جهاز يشبه الفرن، ونتمكن بذلك من صنع هذا الهيكل ثم نخرجه. |
TH: Bunlar yapıyı inşa ederken yaptığımız testlerin birkaçı. | TED | توماس هيذرويك: هذه هي القليل من التجارب عندما قمنا ببناء الهيكل. |
Ama yarattığımız o cüretkarlık, bağımsızlık, kendi kendine yetme üzerine kurulu yapıyı, bu insanların herbirine dayattığımızda felaket oldu. | TED | ولكن التمسك هذا الهيكل بنينا حول جرأة، الاستقلال، الاكتفاء الذاتي لكل واحد من هؤلاء الناس وقد أصبح كارثة. |
temel yapıyı bozmadan saklar. | Open Subtitles | ثانياً, البروده تبقي ذلك التركيب الاساسي سليم |
Bu da gördüğümüz bu yapıyı etkiliyor. | Open Subtitles | وسنستشف ذلك في التركيب الكيميائيّ بعد التحليل. |
Dolayısıyla mimari yapıyı alıp çalışmanın temelini korudular ve o yapının üzerine tamamen yeni ve çok daha biyomorfik bir yapı inşa ettiler. | TED | إذًا فهم أزالوا الهيكل، وأبقوا على أساس العمل الفني، وقاموا ببناء هيكل جديد كليًا، وأكثر حيوية في الشكل فوقه. |
Bu nedenle, klasik yapıyı araştırarak eski toplumları gözden geçireceğiz. | Open Subtitles | نحن هنا نختبر ثقافاتهم المختلفة لأستكشاف التركيبِ القديم |
Çünkü en iyi konuşmacılar-- pek çok konuşmayı inceledim-- yapıyı onlarla örtüştürebilirim. | TED | لأن المتحدثين العظماء الذين درست حديثهم، يمكنني عرض الشكل. |