İyi yapabildiğim tek şey buydu. | Open Subtitles | وقد كان هذا الشئ الوحيد الذي أجيده |
Doğru yapabildiğim tek şey bu gibi ve ben de bunu yapıyorum. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي أجيده -وهذا ما أفعل |
yapabildiğim tek şey, hatırlayabildiklerimi... modern bulgularla birleştirmek. | Open Subtitles | كل ما يمكنني فعله هو دمج ذكرياتي بالإكتشافات الحديثة |
- yapabildiğim tek şey denemek. | Open Subtitles | -كل ما يمكنني فعله هو المحاولة |
yapabildiğim tek şey ise; ailemi koruyabilmek. | Open Subtitles | ولكن ما يمكنني فعله هو حماية عائلتي و (ديغل).. |