daha iyisini yapabileceğimizi hatırlatıyor. | TED | ولكنه يذكرننا دائماً أنه يمكننا القيام بأفضل من ذلك. |
Bu akşam başka bir şey yapabileceğimizi sanmıyorum. | Open Subtitles | لست متأكداً من أن هنالك الكثير مما نستطيع القيام به الليلة |
Pekala, bunu yapabileceğimizi pek sanmıyorum. | Open Subtitles | حسناً, و لكنني لا أعتقد أننا نستطيع فعل ذلك. |
Onu altı haftadan önce bir daha yapabileceğimizi sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أعتقد أن بوسعنا فعل ذلك مجدداً لمدة 6 أسابيع. |
Bunu kendi başımıza daha fazla yapabileceğimizi sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أعتقد أنه بإمكاننا فعل هذا بأنفسنا لفترة أطول |
Onları daha da yetiştirmeye başladık ve yağ yapabileceğimizi keşfettik. | TED | بدأنا في استخدامها في أشياء أبعد من ذلك، حيث اكتشفنا أننا قادرون على إنتاج الزيت. |
İlginç bir şey yapabileceğimizi düşünüyoruz. | TED | لذا نعتقد أن هناك شئ مثير يمكننا فعله هنا |
Bu eklenmiş yılları gerçekten başarıyla geçirmek ve bir fark yaratmak için kullanmak hakkında neler yapabileceğimizi tartışacağız. | TED | سوف نناقش ما يمكننا القيام به لكي نجعل هذه السنوات المضافة سنوات ناجحة ولكي نستخدمهم من اجل صناعة الفرق |
yapabileceğimizi biliyorum, dünya bunun yapılmasını istiyor! | TED | أعلمُ اننا نستطيع القيام بذلك، وسنقوم بذلك! |
Böyle demeye mi çalışıyorsun? Hayır, bazı şeyleri kontrol edemeyeceğimizi söylüyorum. Bazen yapabileceğimizi hiç düşünmediğimiz şeyleri yaparız. | Open Subtitles | لا ما أقوله هو أننا نستطيع فعل أشياء لم نظن أنه بمقدورنا فعلها |
Onu altı haftadan önce bir daha yapabileceğimizi sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أعتقد أن بوسعنا فعل ذلك مجدداً لمدة 6 أسابيع. |
Bunu burada yapabileceğimizi sanmıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أعتقد أنه بإمكاننا فعل ذلك هنا في الشارع. -هل أنت متأكد ؟ |
Böylece hep beraber Güney Afrika'yı yaşamaya değecek, siyah ya da beyaz, insanların eşit olduğu bir yer yapabileceğimizi söyleyebilelim. | Open Subtitles | لنقول بأننا جميعا قادرون على بناء جنوب أفريقيا نستحق الحياة عليها جنوب أفريقيا للمساواه أسود أو أبيض |
Dolayısıyla hepimiz ne yapabileceğimizi düşünüyoruz. | TED | مخيفة جداً جداً جداً لذا فقد بحثنا ما يمكننا فعله |
Kitle kaynaklı bir filtre yapabileceğimizi düşünüyorum. | TED | نعتقد أن بمقدورنا في الحقيقة صنع مصفاة لحشود المعلومات |
Ama ne yapabileceğimizi söyleyeyim. | Open Subtitles | لكن ساخبركم ما بوسعنا فعله |
Yunan filozof Epikuros yapabileceğimizi düşünüyordu. | TED | حسنًا الفيلسوف الإغريقي إبيكاروس فكر أنه بإمكاننا ذلك. |
Sabahleyin sonuçlar gelene kadar yapabileceğimizi fazla bir şey yok. | Open Subtitles | لا يمكننا فعل الكثير بالنتائج التي سنحصل عليها في الصباح |
Cevap ver, çünkü sana altınla neler yapabileceğimizi anlatacağım. | Open Subtitles | وسايرته فى خطته حتى النهاية هل كنت تمزحين ؟ أجيبينى إذا بإمكانى إخبارك بما نستطيع فعله بكل ذلك الذهب |
Spartalılara neler yapabileceğimizi gösterelim. | Open Subtitles | دعونا نري الأسبارطيين ما الذي يمكننا عمله |