Bir de sürekli diyor ki telafi etmek için yapabileceğiniz bir şey varmış. | Open Subtitles | أنهُ يستمر بتكرار أن هناك أمراً يمكنك القيام به للتعويض عما فات. أجل؟ |
Beyninizin yapısında, tüm hastalık işaretleri görülse de, kendinizi Alzheimer'dan korumak için yapabileceğiniz bir şey daha var. | TED | هناك شيء إضافي يمكنك القيام به لتحمي نفسك من اختبار أعراض الألزهايمر، حتى لو كان المرض منتشراً بشكل تام في دماغك. |
yapabileceğiniz bir şey yok mu? | Open Subtitles | لا يوجد شيء بإستطاعتكم فعله ؟ |
yapabileceğiniz bir şey yok mu? | Open Subtitles | لا يوجد شيء بإستطاعتكم فعله ؟ |
Eğer yüksek bir yerden düşüyorsa ve yerden sadece birkaç metre kalıncaya dek onu yakalayamazsanız, yavaşça durabilmesine yeterli zaman sağlamak için kaldırımı sihirli bir şekilde lokuma çevirmekten başka gerçekten yapabileceğiniz bir şey yok. | TED | ان كانت تسقط من مكان عال و لا يمكنك الوصول لها لتصبح على ارتفاع بضع أقدام عن الأرض فلا يمكنك عمل شيء الا قلب الرصيف بطريقة سحرية الى مارشميلو لتسمح لها بوقت كافي لتتوقف ببطء |
Sana yardım edebiliriz. Ne söyleyecek, ne de yapabileceğiniz bir şey var. | Open Subtitles | لا يوجد شيء أقوله لا يوجد شيء يمكنكم فعله |
Burada yapabileceğiniz bir başka örnek. | TED | هنا شىء أخر يمكنك أن تفعله. |
Bu şu anda yapabileceğiniz bir şey değil. | TED | وهذا شيء لا يمكنك القيام به في الوقت الراهن. |
Artık eve git. yapabileceğiniz bir şey yok. | Open Subtitles | .اذهب الآن الى المنزل .لا يوجد شيء يمكنك القيام به |
yapabileceğiniz bir şey yok. Bir verici olmalı. | Open Subtitles | لكنهيشغلهاكلهاعنبعد، وليس هناك شيء يمكنك القيام به. |
Ama yapabileceğiniz bir şeyler olmalı. | Open Subtitles | حسناً ، لابدّ أن يكون هناك شيء يمكنك القيام به |
yapabileceğiniz bir şeyler olmalı | Open Subtitles | بلادي فلدى يكون هناك شيء يمكنك القيام به. |
Bugünkü konsere çıkabilmesi için yapabileceğiniz bir şey var mı? | Open Subtitles | دكتور، هل هناك أي شيء يمكنك القيام به لتمكينه من الغناء؟ في حفل اليوم |
Bay Santorum sizi zenci olduğunuz için affediyor çünkü bu konuda yapabileceğiniz bir şey yok. | Open Subtitles | السيّد سانتورم، يُسامحك لأنّك أسود البشرة لأنّه لا يمكنك عمل أي شيء حيال هذا الأمر |
Eğer Çakal ölmenizi isteseydi durdurabilmek için yapabileceğiniz bir şey yoktu. | Open Subtitles | إذا أرادك "الجاكال" ميتاً، فلا يمكنك عمل شيء لا شيء لتستطيع ردعه |
Nefesinizi tutup 10'a kadar sayabilir veya su içebilirsiniz ama o his geçene kadar ve hıçkırığın işi bitene kadar yapabileceğiniz bir şey yoktur. | TED | تحبسون أنفاسكم وتعدون إلى رقم 10، أو تشربون الماء وأنتم رأسًا على عقب، ولكن لا يوجد هناك شيء يمكنكم فعله حيالها حتى يمر الشعور وتأخذ الحازوقة مجراها. |
Ona yardım etmek için yapabileceğiniz bir şey yok mu? | Open Subtitles | ألا يوجد شيء يمكنكم فعله لمساعدته؟ |
Dr. Goldfine benim için yapabileceğiniz bir şey var. | Open Subtitles | دكتور (جودلفاين)، هناك شيء يمكنك أن تفعله من أجلي |
Bunun yerine, bu farklı araçlarla rehber eşliğindeki bazı deneme yanılma işlemleriyle deney yapabilirsiniz ve belli yerlerde, birçok geçerli dönüşümler içerisinde yapabileceğiniz bir şeyin sıradaki olduğunu keşfedeceksiniz. Şekli kesebilir, parçaları düzenleyebilir, onları yapıştırabilirsiniz ve sonra tıpkı önceden yaptığımız gibi kaplamaya devam edebilirsiniz. | TED | بدلاً من ذلك، يمكنك تجربة هذه الأدوات المختلفة هنا ويواسطة بعض العمليات الموجه من التجربة والخطأ، وعند نقطة معينة سوف نكتشف أن شيئا واحداً يمكنك أن تفعله بين عدة تحويلات منطقية هي التحويلات التالية. يمكنك قص الشكل، يمكنك إعادة ترتيب الأجزاء، يمكنك لصقها ومن ثم المضي قدما وتقسيمه مثلما فعلنا من قبل. |