Yani, bu gizemli herif, kendi yapamadığı neyi Hilan'a önermiş olabilir ki? | Open Subtitles | من هذا الرجل الغامض الذي يوظف هيلان لشيئ لا يستطيع فعله بنفسه؟ |
İnsan beyni diğer beyinlerin sahip olmadığı neye sahip? Diğer beyinlerin yapamadığı neyi yapabiliyor? | TED | ما الذي يمتلكه الدماغ البشري وحده أو يستطيع فعله دون سواه؟ |
Burada yapamadığı için Meksika'ya döndü. | Open Subtitles | لم يستطع العيش هنا لذا عاد مرة اخرى ألى المكسيك |
Ama yapamadığı şey kabuklarından kurtulmaktı. | Open Subtitles | لكن ما لم يستطع فعله هو التخلّص من الصدفة |
Bir bilgisayarın yaptığı herşeyi ve yapamadığı bin şeyi yapıyor! | Open Subtitles | يفعل أى شىء يمكن لأى حاسب عادى أن يفعله و ألاف الأشياء لا يستطيع أى حاسوب فعلها |
Ne yazık ki, Avrupa bu işi düzenli bir şekilde yapamadığı için pek çok insan korkmuş durumda. | TED | ولكن للأسف، يشعر الكثير من الأشخاص بالرعب، فقط لأن أوروبا لم تكن قادرة على القيام بهذه المهمة بشكل صحيح. |
Sizinle ve benimle, burada zeminde yapamadığı neyi yapıyor orada? | Open Subtitles | ما الذي لا يستطيع فعله بالأسفل معي ومعكم؟ |
yapamadığı bir şeyi yapabiliyorum diye kıskanıyor. | Open Subtitles | انه مجرد غيور استطيع فعل شيء لا يستطيع فعله |
Ama yapamadığı şey buydu. | Open Subtitles | الا أن ذلك كان الشئ الوحيد الذى لم يستطيع فعله |
Kısacası adamın düşündüğü ama yapamadığı. | Open Subtitles | بإختصار مهما كان الشئ الذي يفكر الأنسان لكن لا يستطيع فعله |
Çünkü yeşil bakteriler kuzenleri olan mor bakterilerin yapamadığı bir şeyi yaptılar. | Open Subtitles | لأن البكتيريا الخضراء فعلت شيئا لم يستطيع فعله أبناء عمومتهم الأرجوانيين. |
Polisin yapamadığı neyi yapacaksınız çocuklar? | Open Subtitles | ماذا ستفعلوا يا رفاق ما لا يستطيع فعله هؤلاء الضباط ؟ |
Buraya gelip babamın yapamadığı bir şeyi yapabileceğimi neden düşündüm? | Open Subtitles | لما فكرت أنه يمكنني القدوم هنا و أتمام أمر لم يستطع أبي إتمامه؟ |
Buraya gelip babamın yapamadığı bir şeyi yapabileceğimi neden düşündüm? | Open Subtitles | لما فكرت أنه يمكنني القدوم هنا و أتمام أمر لم يستطع أبي إتمامه؟ |
Kanunun yapamadığı yerde kendimi savunduğum için suçluyum. | Open Subtitles | لست مذنبا بأيّ شئ... ماعدا الدفاع عن نفسي عندما لم يستطع القانون. |
Ben büyük Stoick'in bile yapamadığı bir şeyi yaptığımda ne söyleyeceğini bir düşün? | Open Subtitles | لم يستطع فعله حتى ستويك العظيم ؟ |
Kütüphanecilerin 1000 senedir yapamadığı şeyi yapmayı başardınız. | Open Subtitles | لقد فعلتم لتوكم شيئاً لم يستطع أي "أمين مكتبة" على فعله خلال 1000 عام. |
Onun yapamadığı şeyleri ben yaparım. | Open Subtitles | سأفعل كل ما لم يستطع يا صاحب الجلالة. |
Bir bilgisayarın yaptığı herşeyi ve yapamadığı bin şeyi yapıyor! Hadi, çalıştıralım. | Open Subtitles | يفعل أى شىء يمكن لأى حاسب عادى أن يفعله و ألاف الأشياء لا يستطيع أى حاسوب فعلها |
Elliot'ın erkek arkadaşı, Jake, daha önce yapamadığı şeyleri yapabilmesi için Elliot'ın özgüvenini artırmaya çalışıyordu. | Open Subtitles | صديق إيليوت, جيك, كان قد عزز ثقنها بنفسها كي تقوم بأمور لم تكن قادرة على فعلها من قبل |
Ve yöntemimizin ve teknolojimizin yapamadığı tek şey vardı; amacı anlayamıyordu, oyuncunun niyetini. | TED | وشيء واحد عملياتنا والتكنلوجيا لم تكن قادرة على القيام به لم تكن قادرة على فهم النية أو القصد ، نوايا الممثل . |