Ve söyleyeceğim diğer bir şey olarak, kızların ve kadın sesini çıkarması güzel, varlıklarını gösteriyorlar, ama bunu tek başımıza yapamayız. | TED | وهناك شيء آخر أودّ أن أقوله هو أن أصوات الفتيات وأصوات النساء جميلة إنهن هناك ولكن لا يمكننا فعل هذا لوحدنا |
Deneyler yapamayız, insanları bu şekilde sıkıntı ve zorluklarla sınayamayız. | TED | لا يمكننا إجراء تجارب، ولا يمكننا أن نتحكم بمعاناة البشر. |
Ve her ne kadar bu yükü senden almak istesek de, yapamayız. | Open Subtitles | وبقدر رغبتنا في رفع هذا الحمل عنك الآن فلن نستطيع فعل هذا |
Bu işleri sonsuzluğa uzanmadan yapamayız. | Open Subtitles | نحن لا نستطيع أن نفعل هذه الأشياء بدون التواصل مع االخيال |
Eğer sürekli kiliseyle hayır satışları... arasında gidip gelirse bunu yapamayız. | Open Subtitles | ولا يمكننا القيام بذلك إذا سيستمر بالذهاب إلى الكنيسة وموضوع التبرّعات |
Biz bu vasat hayattan yükselmek istesek bile, bunu yapamayız. | Open Subtitles | حتى و إن حاولنا الترفع عن هذه الحياة ، لانستطيع |
Sabaha kadar çalmak için bir sözleşme yaptık. Bunu yapamayız. | Open Subtitles | لدينا عقد حتى الصباح لايمكننا أن نفعل هذا بهم |
Icarus büyük bir gemi. Tek grup olarak düzgün bir arama yapamayız. | Open Subtitles | أكريوس 1 سفينة كبيرة لا يمكننا البحث فيها في مجموعة واحدة بفعالية |
İşte bu yüzden şu an için bu konuda hiçbir şey yapamayız. | Open Subtitles | لهذا بالضبط لا يمكننا فعل أى شىء تجاه هذا الآن ماذا تعنى؟ |
Efendim, bir saldırı konusunda ciddi bilgilerimiz olduğu gerçeğini belli etmeden, bunu yapamayız. | Open Subtitles | سيدي، لا يمكننا عمل هذا دون أن نتجاهل أن لدينا معلومة مسبقة بالهجوم |
- Sana yalan söylemedim. Artık kürtaj yapamayız çünkü doğum başlamış bile. | Open Subtitles | لم أكذب عليك قط لا يمكننا فعل ذلك الآن، أنت في المخاض |
Onun için bir şey yapamayız. Umarım hayattadır. | Open Subtitles | لا نستطيع فعل شىء له الان، لنأمل انه على قيد الحياه |
-Delilik olur. Bunu yapamayız. -Çok yazık. | Open Subtitles | ـ هذا جنون , لا نستطيع فعل ذلك ـ إذا ً هذا شيئا ً سيئا ً |
-Delilik olur. Bunu yapamayız. -Çok yazık. | Open Subtitles | ـ هذا جنون , لا نستطيع فعل ذلك ـ إذا ً هذا شيئا ً سيئا ً |
Düzeni bozacak hiçbirşey yapamayız. | Open Subtitles | نحن لا نستطيع أن نفعل شيئاً من شأنه الخروج عن النظام |
Hiçbir şey yapamayız. Ben emekli oldum, senin de burada hiçbir yetkin yok. | Open Subtitles | لا يمكننا القيام بأي شيء أنا متقاعد, وأنت لا تملك أية سلطة هنا |
- Şimdi yapamayız. - Bu kadını nasıl seversin? | Open Subtitles | لانستطيع القيام بهذا الآن كيف تحبين هذه السيدة ؟ |
Bunu tek başımıza yapamayız. Yardım gerekiyor. | Open Subtitles | لايمكننا القيام بذلك بمفردنا نحتاج إلى مساعدة |
Birilerini kurtarmak istesek de yapamayız,çünkü işimiz bu değil. | Open Subtitles | نريد أن يهب لنجدة، ولكن لا يمكننا ذلك. ليس من مهمتنا. |
Şimdi sizlerden, bizlere resmen yardım etmenizi istiyorum çünkü bunu tek başımıza yapamayız. | TED | والآن أودُ أن أطلب منكن رسميًا مساعدتنا، لأننا لن نستطيع القيام بهذا وحدنا. |
O zamana kadar aşı yapamayız. | Open Subtitles | وحتى ذلك الحين، لا يُمكننا تصنيع لقاح مضاد |
Başkan savaş konusunda harekete geçene dek bir şey yapamayız. | Open Subtitles | نحن لا نستطيع الدخول حتى الرئيس يشهد قانون سلطات الحرب |
Bunu bir daha asla yapamayız, farkındasınız değil mi? | Open Subtitles | أتعلمون، إننا لا يُمكننا فعل هذا مُجدداً، أليس كذلك؟ |
Geçmiş hakkında bir şey yapamayız. O yüzden önümüze bakalım. | Open Subtitles | ليس هناك ما نستطيع فعله حول الماضي فلنمض إلى الأمام |
Açıkçası, size bir saldırı olmadığı sürece biz bir şey yapamayız. | Open Subtitles | حسن، في الواقع لا نستطيع عمل شيء حتى يقع حادث لك |
- Üniformalarımızı çıkaralım mı, Başçavuşum? - Hayır. Üniformasız tutuklama yapamayız. | Open Subtitles | هل نخلع زينا الرسمي كلا،عندها لا نَستطيعُ اعتِقال احد ؟ |