Sen yapman gerekeni yaparken ben de senin yanında kalabilirim. | Open Subtitles | أستطيع أن أبقى معك بينما تفعل ما تريد أن تفعله |
Bant getirirsen sen onu yaparken ben de kutularda yardımcı olurum. | Open Subtitles | ان احضرت المزيد من الشريط اللاصق فاستطيع المساعدة فى الصناديق بينما تفعل ذلك |
Tamam. Sen onu yaparken ben de bu sıvıları inceleyeyim. | Open Subtitles | حسناً، بينما تفعل ذلك، سأذهب لأرى ما الذي يمكنني الحصول عليه من هذه السوائل. |
Onunla avlanma olayını denedik ama sonunda o istediği şeyleri yaparken ben arabada bekledim. | Open Subtitles | لكننا جرّبنا الصيد، وانتهى المطاف ببقائي في السيارة بينما تفعل هي كلّ شيء. |
Sen o işi yaparken ben de oy verme yerleri kapanır kapanmaz canlı sonuçları bildireceğim. | Open Subtitles | بينما تفعل ذلك، أنا سأقوم بكتابة أرقام التصويت المُباشرة بينما تُغلق مراكز التصويت. |
Sen onu yaparken ben de kaleleri halledeceğim. | Open Subtitles | و بينما تفعل ذلك سأحضر القواعد |
Bunu yaparken ben'in otel odasında tek başına, duvara baktığını düşün. | Open Subtitles | حسناً، بينما تفعل ذلك أريدك أن تتخيل (بين) في غرفة الفندق الذي يمكث فيه وحيداً و بدون أصدقاء يحدق إلى الحائط |