Dün gece muhtemelen bir şeyler yapmıştır. En azından biri yaptı. | Open Subtitles | على الارجح انه وصل ليله امس على الاقل واحد فعلها |
Veya benim teorime göre davranırız, ki bence bunu en çirkin adam yapmıştır. | Open Subtitles | أو نتابع حسب نظريتي بأن أبشع رجل هو من فعلها |
Yani bunu o yaptıysa onu korumak için yapmıştır. | Open Subtitles | انت تعلمين انه اذا فعل هذا هو فعلها ليحميها. |
Evet, tabii. Belki de diğer kişiliklerinden biri yapmıştır. | Open Subtitles | طبعاً، لعل الفاعل هو إحدى شخصياتك الأخرى |
Sence kız kardeşin mi yapmıştır? | Open Subtitles | أتقول أن أختك هي الفاعلة ؟ |
Umarım o yapmıştır! Umarım suçludur! | Open Subtitles | آمل أنه من فعلها ، آمل أن يكون مذنباً |
İddiaya varım o yapmıştır. Evet, Smingers vurmuştur. | Open Subtitles | أراهن أنه الفاعل نعم سمينقرز فعلها |
Belki de kendi yapmıştır. Tahmin yürütüyorum. | Open Subtitles | او ربما فعلها لوحدى ، انا اخمن فقط |
Herhangi bir mücadele izi, belki bir insan yapmıştır? | Open Subtitles | هل من آثار مقاومة ربما فعلها شخص ما؟ |
Bence kim yapmıştır biliyor musunuz? | Open Subtitles | هل تعرفين من أعتقد أنهُ فعلها ؟ |
Daha önce de yapmıştır kesin. | Open Subtitles | لن أكون متفاجئًا إن فعلها من قبل |
- Kendine kaçış rotası belirlemiş. - Kesin yapmıştır. | Open Subtitles | قمنا بمراقبة المخارج - ولكنه فعلها وهرب - |
- Belki de kendisi yapmıştır. | Open Subtitles | كل ما نعرف أنه ربما فعلها بنفسه |
Eğer polise yalan söylediyse annesini korumak için yapmıştır. | Open Subtitles | وإن كذب ...على الشرطة فقد فعلها ليحمي إمه |
- Üvey kardeşi yapmıştır. - Kontrol ettik. | Open Subtitles | اخاه غير الشقيق فعلها نحن فحصناه. |
Kusura bakma, Tony ama amcan yapmıştır. | Open Subtitles | و مع كل احترامي يا توني و لكن على الأرجح أن يكون عمك هو الفاعل , أليس كذلك ؟ |
Kimbilir kim yapmıştır da sesini çıkartmıyordur. | Open Subtitles | من يعلم من الفاعل إن أصرت على عدم الكلام |
Kesin Caroline yapmıştır. Evet Damon'a aşıktın. | Open Subtitles | "أراهن أن الفاعلة (كارولين)، أجل، إنّك أغرمت بـ (دايمُن)" |
Ve eğer ben yapmadıysam, Dan Humphrey yapmıştır. | Open Subtitles | واذا لم أقم بذلك , يعني ان دان همفري قام بذلك |
Bazılarımız geçmişte kötü şeyler yapmıştır. | Open Subtitles | كما تعلمين قد فعل بعض منا أشياء سيئة في الماضي |
Biri öldürülünce herkes "Kahretsin, mutlaka bir şey yapmıştır" diye düşünecek. | Open Subtitles | في كل مرة يقتل أحد تقول لنفسك لابد أنه فعل شيء عظيم |
Sultan Mehmet de bütün bunları biliyor. Planını buna göre yapmıştır. | Open Subtitles | و (محمد ) يعلم كل ذلك,لابد وأنه قد وضع كل هذا فى الحسبان. |
Doğru, fakat belki de o, bunu bana ödetmek için yapmıştır. | Open Subtitles | صحيح. ولكن , تعرفين لربما أنها فعلت ذلك فقط |
Umalım da geçirdiğiniz tüm cinsel hastalıklar siz yosmaları tertemiz yapmıştır. | Open Subtitles | لنأمل أن هذه الأمراض التناسلية تجعلكن جميعاً عقيمات, أيتهن المتعجرفات العاهرات |
Bunu kesinlikle, Bay Elijah Muhammed'in, ...emri üzerine, Nation of Islam örgütü yapmıştır. | Open Subtitles | من منظمة أمة الإسلام, تنفيذا ً "لأوامر السيد "إليجا محمد ـ هل تعلم ما الذى يقولونه فى مركز قيادة المسلمين ؟ |