| Şimdi gerçekten geleceği olan bir şey yapma fırsatı geçti elime. | Open Subtitles | و الآن لدي هذه الفرصة لفعل شيء حقاً له مستقبل |
| Bay Patrick hiçbir zaman iyi birşey yapmamıştı... ve doğru şeyleri yapma fırsatı olduğu zaman da, yapmıyordu. --ARABANA ÇARPTIM.. İYİ ŞANSLAR.. | Open Subtitles | وعندما جاءته الفرصة لفعل ذلك لم يفعل |
| Doğru şeyi yapma fırsatı gördüm ve bunu değerlendirdim. | Open Subtitles | وجدتُ الفرصة لفعل الشيئ الصحيح فقبلت |
| İşte bu doğru bir şey yapma fırsatı. | Open Subtitles | وهذه الفرصة لفعل شيئ صائب |
| İnsanlar doğru şeyi yapma fırsatı bulduğunda genelde elinden geleni yapar. | Open Subtitles | حين تسنح للناس فرصة فعل الصواب، فإنّهم عادة يهبّون لاقتناصها. |
| İnsanlar doğru şeyi yapma fırsatı bulduğunda genelde elinden geleni yapar. | Open Subtitles | {\pos(190,210)}،حين تسنح للناس فرصة فعل الصواب فإنّهم عادة يهبّون لاقتناصها. |
| Ona doğru şeyi yapma fırsatı vereceğim. | Open Subtitles | -سأمنحه الفرصة لفعل الصواب . |