Belki yemek teklifi yapmadığım için beni cezalandırmak istiyorsundur. | Open Subtitles | ربما بأنك تريدين معاقبتي لأنني لم أسألكِ حول العشاء |
Yapay çiçeklerim onları sularmış gibi yapmadığım için kurudular. | Open Subtitles | نباتاتي الاصطناعية توفيت لأنني لم أكن أدعي أنني أسقيهم |
Hiçbir hata yapmadığım için gayet zor bir şeydi. | Open Subtitles | وقد كان ذلك صعباً علي لأنني لم أكن مخطئاً |
Onu durdurmak adına hiçbir şey yapmadığım için kendimi affedemedim. | Open Subtitles | أعتقد أنني لم أستطع مسامحة نفسي لعدم قيامي بشيء لايقافها يا إلهي |
Onu durdurmak adına hiçbir şey yapmadığım için kendimi affedemedim. | Open Subtitles | أعتقد أنني لم أستطع مسامحة نفسي لعدم قيامي بشيء لايقافها يا إلهي |
Bu sene hiç okul ödevi yapmadığım için kesinlikle pişman olacağım. | Open Subtitles | أنا حتما سأندم على عدم قيامي بأيّ نشاط مدرسي هذه السنة |
Evet, önceki gece depoda ölürsem yapmadığım için pişman olacağım bir şey var mı diye sordu. | Open Subtitles | ،أجل، في تلك الليلة لقد سألتني إذا كان هناك شيء قد أندم على عدم .انتهائي منه إذا مت في هذا المخزن |
Testi yapmıyorken izlemen için davet ederdim seni ama daha önce de pek çok kez yapmadığım için hiç ilginç olmadığını söyleyebilirim. | Open Subtitles | أودّ دعوتكِ لمشاهدتي لا أقوم بالاختبار، لكنّني لم أقم به مرّات عديدة مسبقاً صدّقيني، ليس مشوقاً للغاية |
Sonra da eve gitmeden önce bana sana krep yapmadığım için çemkirdin. | Open Subtitles | ثم سببتني لأنني لم اعد الفطائر المقلية لك قبل ان تتعثري و انت عائدة الى منزلك |
Daha önce yapmadığım için üzgünüm. | Open Subtitles | إذن أنا أسف لأنني لم أعجّل بترتيب هذا الأمر |
Çünkü işimi yapmadığım için kızardı. | Open Subtitles | الآن، اعتقدت أنّه كان غاضبًا لأنني لم أقوم بواجبي. |
Artık sana tezahürat yapmadığım için kıskanıyor musun? | Open Subtitles | هل أنت غيور لأنني لم أعد معك بعد الأن؟ |
Sarhoş olmadığım ve seninle seks yapmadığım için mi? | Open Subtitles | لأنني لم أثمل وأمارس الجنس معكِ؟ |
Hiçbir şey yapmadığım için. | Open Subtitles | هذا لأنني لم اقم بـ اي شيء |
Uzaklardan gelen misafir, karşılama yapmadığım için beni bağışla. | Open Subtitles | ضيفُ من بعيد أعذرني على عدم الإستقبال |
Yani, dediğiniz anda New Jersey'deki yeraltı sığınağına geri dönüş yapmadığım için kusuruma bakmayın. | Open Subtitles | ... لذلك فإعذرني على عدم الرجوع فوراً إلى مخبأ تحت الارض في ولاية نيو جيرسي عندما أمر بذلك |
Bunu yapmadığım için pişmanlık duyuyorum. | Open Subtitles | أنا نادم على عدم فعل ذلك |
Testi yapmıyorken izlemen için davet ederdim seni ama daha önce de pek çok kez yapmadığım için hiç ilginç olmadığını söyleyebilirim. | Open Subtitles | أودّ دعوتكِ لمشاهدتي لا أقوم بالاختبار، لكنّني لم أقم به مرّات عديدة مسبقاً صدّقيني، ليس مشوقاً للغاية |