Biz içeri girdiğimizde annen ve baban seks yapmak üzereydi. | Open Subtitles | أبويك كانوا على وشك أن يمارسو الجنس عند دخولنا |
Hayatını değiştirecek bir telefon görüşmesi yapmak üzereydi. | Open Subtitles | إنّه على وشك أن يتلقى مكالمة هاتفية التي ستغيّر حياته. |
Yahudilerin toplu katliamını organize etmesiyle kötü bir ünü olan Eichmann Brand'a şaşırtıcı bir teklif yapmak üzereydi. | Open Subtitles | آيشمـان" سيئ السمعة فى تنظيم" القتل الجماعي لليهود كان على وشك أن يقدم "إقتراح مُفاجئ لـ "براند |
yapmak üzereydi. | Open Subtitles | إنهُ كان سيفعلُ ذلك. |
yapmak üzereydi. | Open Subtitles | إنهُ كان سيفعلُ ذلك. |
Geleneksel bir hareket yapmak üzereydi. | Open Subtitles | ... و كانت على وشك أن تقوم بـ نوبة غضبٍ تقليديه |
Samoa Joe, kas patlatma hareketini yapmak üzereydi ama Ambrose arkadan kafasını ve kolunu zapt etti. | Open Subtitles | كان "جو" على وشك أن يوجه له حركة "تدمير العضلات"، لكن "آمبروز" أمسكه بقبضة "جناحي الدجاجة المتقاطعين". |
Bak Michael, Adam Towers eski karını beceriyordu ve aynısını kariyerine de yapmak üzereydi. | Open Subtitles | إسمع يا (مايكل) كان (آدم تاورز) يمارس الجنس مع زوجتك السابقة و كان على وشك أن يدمر عملك لذلك علي أن أسأل |
Basho sürpriz yapmak üzereydi. | Open Subtitles | -باشو) على وشك أن يغشى) . |