yapmak istediğim şey bir kişinin bir çift gözlük yapabileceğini sizlere göstermek. | TED | ما أريد فعله هو أن أبين لكم أنه يمكن أن تصنع نظارات. |
Çünkü yapmak istediğim şey burada kalıp, sarhoş olup, televizyon izlemek. | Open Subtitles | ..جيد ، لأن ما أريد فعله هو البقاء هنا ، والثمالة ومشاهدة التلفاز |
yapmak istediğim şey, Afika'nın yaptığının aynısını yapan başka ülkeler bulmak, yani 1800 yıl boyunca yerinde saydıktan sonra bir anda gürlemek, aniden aşırı yükselmek. | TED | ما أود فعله هو إيجاد دول فعلت مثل ما فعلته أفريقيا وذلك يعني القفز من 1800 سنة من لا شيء إلى لمس الأعالي فجأةً |
Ve yapmak istediğim şey bu. | Open Subtitles | وهذا كل ما اريد فعله |
Elimde bir sipariş var ve yapmak istediğim şey kırmızı, yeşil ve maviyi bu kutuya koymak. | TED | لدي طلبية هنا وما أريده هو أن أضع الأحمر والأخضر والأزرق في هذا الصندوق هنا. |
yapmak istediğim şey, aslında, size bunu gerçekte olduğu gibi muhteşem 3D haliyle sunabilmek. | TED | ما أريد القيام به هو أن أقدمه ثلاثي الأبعاد كما هو في الواقع. |
Bu tam olarak şu anda yapmak istediğim şey. | Open Subtitles | يبدو أن هذا ما أريد فعله تماماً |
Ve bu benim yapmak istediğim şey. | TED | وهذا ما أريد فعله. |
Benim yapmak istediğim şey. | Open Subtitles | وهو ما أريد فعله |
Bugün yapmak istediğim şey sizlere şu an nerede olduğumuza dair bir fikir vermek, nereye doğru gittiğimize dair öngörülerde bulunmak ve neleri farklı yapmamız gerektiğiyle ilgili bazı fikirlerimi paylaşmak. | TED | لذا ما أود فعله اليوم هو أن أعطيكم نبذةً عن موقعنا اليوم من هذه الأهداف، وبعض التوقعات حول وجهتنا وبعض الأفكار حول أمورٍ ربما يجب علينا فعلها بطريقةٍ مختلفة. |
Böyle bir günde yapmak istediğim şey fon oluşturmak. | Open Subtitles | ما أود فعله في في يوم مثل هذا هو مجموعة |
Şimdi yapmak istediğim şey yeni kanun üstünde bir çeşit uzlaşmaya varmaktır. | Open Subtitles | الاّن ما أود فعله هو عمل تسوية على-- |
- Ha-ha-ha. yapmak istediğim şey bu değil. | Open Subtitles | هذا ليس ما اريد فعله. |
- yapmak istediğim şey bu. | Open Subtitles | هذا ما اريد فعله |
İlk yapmak istediğim şey bir yarışma -bunu izleyen herkes için geçerli- Aşağı sağ tarafta kalan kısım için bir kelime bulmanızı istiyorum. | TED | لذا فأول شئ أريده هو المنافسة -- لأي شخص يشاهد هذا كفيلم-- أن يتوصل لأسم لهذه الأشياء في الأسفل على اليمين. |
yapmak istediğim şey bilgisayar, zeka ve interneti bir parçamız haline getirmek. | TED | ما أريد القيام به هو أنني أريد أن أنسج الحوسبة، الذكاء والانترنت كجزء منا. |
Herkes ne hoş bir fırsat olduğunu söyleyip duruyor yazacak bunca zamanım var ama nasıl oluyor da tek yapmak istediğim şey Woody Harrelson ve Glenn Close'un birlikte olduğu zamanı Google'lamak oluyor? | Open Subtitles | أتعرف، إن الجميع يتحدث عن إنها هدية لديك كل هذا الوقت لتكتب، وبعد ذلك الشيئ الوحيد الذي أرغب بفعله البحث في جوجل عن وودي هارلسون و غلين كلوز إذا ما كَانَا متزوجين ؟ |
Bundan sonra yapmak istediğim şey kalan bu ses yeteneklerinden nasıl yararlanabileceğimizi bulmak ve onlar için kişiselleştirilmiş bir teknoloji geliştirmekti, kendilerine özgü olabilecek sesler. | TED | ما أردت فعله بعد ذلك هو، أني أردت التوصل إلى كيفية تسخير تلك القدرات الصوتية المتبقية وبناء تقنية يمكن ملائمتها لتناسبهم، أصوات يمكن ملائمتها لتناسبهم. |
yapmak istediğim şey hepimizi pis suyun, hatta kanalizasyonun içine çekmek çünkü sizlere ishalden bahsetmek istiyorum. | TED | ما أريد أن أفعله هو إصطحابنا جميعاً إلى مزراب الصرف بل و على طول الطريق إلى أنبوب المجارى لأننى أريد التحدث عن الإسهال |
Şimdi yapmak istediğim şey bu koleksiyondan bazı sırları sizinle paylaşmak, şununla başlayalım. | TED | ما أود القيام به الآن هو مشاركتكم حفنة من الأسرار المميزة من تلك المجموعة، بدء بهذه. |
İlk yapmak istediğim şey sizi babaannenize götürmek. | Open Subtitles | أول شيء أريد فعله هو أن آخذكم لزيارة جدتكم في وقت ما |