Biliyor musun sana ekmek vermem için benim için bir şey yapmalısın. | Open Subtitles | تعرف ..قبل أن أعطيك بعض الخبز يجب أن تفعل بعض الأشياء لأجلي.. |
Bu dövüşü kazanman için tek şansın şu, ne söylüyorsam onu yapmalısın. | Open Subtitles | إن كنت تريد أن تفوز فعليك أن تفعل ما أقوله لك الآن |
Eğer bunu durduramıyorsan, eğer dünyayı kurtaramıyorsan o zaman bunu yapmalısın. | Open Subtitles | إذا لم توقف هذا إذا لم تنقذ العالم عليك فعل ذلك |
çocuklara şu mesajın verilmesidir: "her zaman öğretmenlerin senden istediğini yapmalısın." | TED | هو ان الرسالة التي يتلقاها الاطفال الذكور في المدارس اليوم .. انه يجب عليك القيام بما تمليه عليك مدرستك طوال الوقت |
Neyse, ben de dedim ki, "Margie bunu benim için yapmalısın. | Open Subtitles | بأي حال، قلت يا مارج يجب أن تفعلي هذا من أجلي |
- Bence yapmalısın Joel, harika olacak. - Ben de yapacağım. | Open Subtitles | عن الامور المخالفة للقانون اظن انه من الجيد ان تفعلها ياجول |
Bir şey yapmalısın, hemen. Bunu uzun süre tutamam. İyi iş çıkardın. | Open Subtitles | يجب ان تفعل شيئا سريعا , لا استطيع التحمل اطول عمل جيد |
Abd ofisine transfer olmak için bundan daha iyisini yapmalısın. | Open Subtitles | عليّك أن تفعل أفضل من هذا التحويل إلى المكتب الأمريكي. |
Bunları yapmalısın. Böyle bir şey yapmalısın. Anladın mı Bay Palyaço? | Open Subtitles | عليك أن تفعل شيء مثل هذا فهمت قصدي, يا سيدي المهرج؟ |
Ama arkadaşın olarak, bence yapmalısın. Bu senin zafer anın. | Open Subtitles | وكصديقك، أقول إن عليك أن تفعل ذلك، هذه لحظة مجدك |
Bence bu güzel şiirlerle alakalı gerçekten bir şeyler yapmalısın. | Open Subtitles | أعتقد حقاً بأن عليك أن تفعل شيئاً بهذه الأشعار الجميلة |
Eğer bir itin izini süreceksek bundan daha iyisini yapmalısın. | Open Subtitles | سيجب عليك فعل أفضل من ذلك إذا كنا سنتعقب مستذئب |
Belki de yapmalısın. Soruşturmaya devam edin. Bir adım önde ol. | Open Subtitles | رُبما ينبغي عليك فعل ذلك كُن على علم بسير مُجريات التحقيق |
Ekranda gösterilen sayıyı sırasıyla 2, 10 ve 14 yapmalısın. | TED | يجب عليك القيام بإدخال الأرقام 2، و 10، و 14، بالترتيب. |
Daha hala vakit varken, bu konuda bir şey yapmalısın. | Open Subtitles | تعلمين، بأنكِ لابد أن تفعلي شيء لذلك قبل فوات الأوان. |
Üzgünüm, haklısın. Erkekleri öpmek sana düşer tabii. Sen yapmalısın. | Open Subtitles | أنا آسفة,أنت محق تقبيل الرجال من تخصصك,الأحرى انت تفعلها أنت |
Set ve çit kurmaktan memnunsan gidip o işi yapmalısın. | Open Subtitles | ان كنت سعيدا ببناء الاسوار والسياجات فعليك ان تفعل ذلك |
Yapmanı istediğim şeyi yapmalısın çünkü bunu yapabilecek tek kişi sensin. | Open Subtitles | يجب أن تقوم بما طلبتهُ منك لأنك الوحيد القادر على فعله. |
Bir şeyler yapmalısın. Bu bir rezalet. Ona böyle davrandığı için dava edilmeli. | Open Subtitles | عليكِ فعل شيئاً ما, إنهُ يثور غضباً يجب أن يهدأ من غضبهُ لذلك |
Bu yapmak istediğin veya zorunda olduğun.. birşeyse yapmalısın. | Open Subtitles | و إذا كان هذا شيء تود فعله، و إذا كان هذا شيء عليك فعله ، فإفعله. |
Bunu yüzyüze yapmalısın. Birebir olması gerekli değil. | Open Subtitles | يجب عليك ان تفعليها شخصيا لا يجب ان يكون انا وانتي فقط |
Eddie'nin emekli aylığı konusunda birşeyler yapmalısın. | Open Subtitles | يجب ان تفعلي شيئا ما بشأن معاش تقاعد ادي |
Evet, şey, biliyorsun, yapman gerekeni yapmalısın. | Open Subtitles | أجل، فكما تعلمين، يجب أن تقومي بما يلائمكِ |
Eğer kesin olan şeyleri inkar etmekten kaçınabiliyorsan öyle yapmalısın. | Open Subtitles | اذا استطعت تجنب معالجة اشياء بعينها ، يجب عليك ذلك |
Sana güveniyoruz Amelia, üzgünüm ama bunu yapmalısın. - Ama... - Hoşçakal. | Open Subtitles | لا تخبريني اي شيء عن عائلتك , افعلي كما اقول , الوداع |